“KKM ve borsa birbirine rakip değil”
Ekonomim'den Burcu GÖKSÜZOĞLU'nun finans sohbetleri programına katılan Azimut Portföy Genel Müdürü Murat Salar, finansal piyasalar hakkında kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Bir süredir borsa, bizim piyasada testere diye adlandırdığımız bir yukarı bir aşağı hareketlerin içerisinde devam etmekteydi. Fakat bu sürecin içerisinde genellikle hareketler aşağı yönlü oldu. Böyle olunca tabii fiyatlar bir miktar törpülendi. İlk 3 ayı tamamladık yani yılın ilk çeyreğini tamamladık. Borsada negatif bir performans var. Benim şahsi beklentimin daha ötesinde negatif bir performans ortaya çıktı ama yavaş yavaş da fiyatlar, yani şirketlerin değerleri de ucuz hale gelmeye başladı. Bütün bu veriler ışığında buradan olmasa bile buraya çok uzak olmayan bir yerlerden artık yavaş yavaş yatırımcının hisse senedi fiyatlarının ucuzladığına hatta makul seviyelere geldiğine, yatırım yapılabilir ve taşınabilir seviyelere geldiğine dair ikna olup portföyündeki hisse senedi miktarını arttırması gerekiyor. Öyle olacaktır diye tahmin ediyorum. Tabii önümüzde bir seçim süreci ve seçim takvimi ilerliyor, 6 haftalık bir süreç var. Biraz daha oraya doğru yaklaştıkça olası sonuçlara göre yatırımcıların pozisyonlarının daha da netleşeceğini tahmin etmek çok da güç değil. Bu bir çeşit faiz artışı yani daha önce faizin üzerinde bir sınır varken bunu kaldırmak, bankaların da TL mevduat için yüksek faiz ödüyor olmaları bir şekilde faiz artışı, piyasa faizinde artış. Borsaya alternatif olur mu? Bundan çok emin değilim. Borsayı negatif etkileyen bir unsur olabilir. Borsadaki beklenti miktarını, potansiyelini artırarak bunu aşabilirsiniz... KKM'deki faiz oranı yüzde 30 ise borsadan minimum yüzde 30'luk bir getiri beklersiniz ama yüzde 50 ise 50'lik beklentiniz olur. Çünkü risksiz getiri mevduattın ve o noktadan hareketler yapılır. Ama borsa yatırım felsefesi ile mevduata ya da sabit getiriye yatırım felsefesi arasında fark var. O sebeple birbirlerinin alternatifi değil ama birbirlerine tamamlayıcı enstrümanlardır. KKM Türkiye'de olan bir uygulama. Bunu mevduat olarak belki daha geniş anlamda tanımlamak lazım. Mevduat yatırımcısıyla borsa yatırımcısı birbirinden çok farklı. Sadece mevduat faizleri yükseldiğinde borsa yatırımcısının da şirketlerden beklediği karlılık oranları artıyor. Çünkü diyelim ki basit bir hesapla söyleyeyim mevduat faizi 30 ise 3 fiyat/kazanç oranı gibi ana paranın geri dönmesi vesaire düşünürsünüz... Ama 10 ise mevduat faizi 10 yılda geri dönmesini istersiniz. O yüzden yüksek mevduat faizi borsadaki getiri beklentisini yükselten bir unsur. O gözle bakmakta fayda var. Öncelikle seçimi kimin kazanacağı, hangi tarafın kazanacağı önemli. Cumhurbaşkanlığı seçimi, bununla birlikte parlamentoda çoğunluğun kimde olacağı bir parametre olacaktır. Akabinde ekonomi kadrolarının şekillenmesi, o şekillenmeye bağlı olarak da bizim önümüzdeki dönem uygulanacak politikaları tahmin etmemiz gerekecek. Seçimden sonra nasıl bir politika uygulanacak tam olarak emin olamamakla birlikte şunu söylemem mümkün, bu şekliyle şu andaki politikanın devam edeceğini sanmıyorum. Mutlaka bir değişiklik olacaktır. Bu, daha kısa sürede seçime kadar uygulanacak bir politika. Ondan sonra çok radikal bir biçimde klasik ekonomi politikalarına veya ortodoks diye artık literatüre yerleşmiş politikalara hemen geçiş olur mu bilmiyorum ama kademeli olarak oraya dönmemiz gerekecek. O politikaların kısa vadede belki olumsuz etkisi olacaktır genel ekonomik büyüme için ama orta uzun vadede ekonomiyi daha öngörülebilir hale getireceği için pozitif etkileneceğini, yabancı ilgisinin olacağını düşünüyorum. O yüzden ben kendi adıma hep şunu söylüyorum; bir an önce seçim süreci tamamlansın, hayırlısıyla bitsin onun akabinde ekonomiye konsantre olmamız bizim açımızdan elzem. Çok serbest bırakıldığını zannetmiyorum, hala kontrollü bir yükselişe izin verildiği kanaatindeyim. Biraz daha yukarıda dengelenmesi lazım kurun. Biliyorsunuz yaklaşık 7-8 aydır önemli bir baskı altında. 2022 yaz aylarından bu yana kur kontrol edilir vaziyette. Biraz daha yukarıda dengelenirse bütün dengeler açısından, makro dengeler açısından, finansal dengeler açısından da daha iyi olacaktır. Çünkü çok yüksek dış ticaret açığı vermeye başladık. Bu sürdürülebilir değil. Bunun için diyeceksiniz ki bu sadece kurla kontrol edilebilecek bir şey değil. Haklısınız o noktada ama yine de kur da küçük olsa da bir parametre. Bir miktar kurun daha yukarı devam etmesini bekleriz. Seçimden sonra yine seçim sonucuna bağlı olarak kurun akıbetini tahmin etmemiz gerekecek. O zamanlarda daha sağlıklı şeyler söyleyebiliriz ama birkaç tane şeyin netleşmesi gerekiyor. Seçimi kimin kazanacağı, ekonomi kadrolarının nasıl şekilleneceği gibi... Türk yatırımcıların ellerindeki enstrümanlar sınırlı. Bugün enflasyondan korunmak için faizler ne kadar arttı, KKM'deki üst sınır kaldırıldı desek bile hala enflasyonun altında. Bununla birlikte yükselmiş faiz oranları yüzde 30'lar seviyesinde olması hala enflasyonun altında bir getiri taşıyor. Diğer taraftan kurda, bir şekilde kontrol edilen bir kur var, o da enflasyon kadar getiri sağlamıyor. Bana göre doğru seçilen hisse senetleriyle enflasyondan korunmak mümkün olacaktır. Sanki önümüzdeki dönemde hisse senedi pozisyonlarını sorgulayarak, irdeleyerek, gelinen düşük seviyeleri de dikkate alarak biraz artırmak, biraz altın pozisyonlarını artırmak. Bugünün konjonktüründe verebileceğim tavsiyeler bunlar. OPEC'in kararı sürpriz bir karar herkes açısından. Enerji fiyatlarını yukarı doğru tetikleyen bir hareket oldu. Petrol fiyatları yaklaşık yüzde 6 civarı yukarıya doğru ivmelendi. Bu hareketin arka arkaya böyle tempolu bir biçimde yukarıya doğru devam edeceğini zannetmiyorum. Bu şekilde stabilize olacaktır. Petrol fiyatlarında ekstra bir düşüş oldu biliyorsunuz. 120 dolarlardan geldik aşağıya doğru. Şimdi ise 80 dolarlar civarındayız. Bu seviyelerin şu anki denklemde makul olduğunu zannediyorum. Çünkü birden fazla parametre petrol fiyatlarını etkiliyor. Çin'in tekrar yavaş yavaş üretime dönmesi, diğer taraftan Ukrayna-Rusya Savaşı'nın devam ediyor olması, resesyona varacak kadar global yavaşlamanın talepte eksiklik yaratması, Çin'in dönmesiyle talepte fazlalık oluşması gibi konular birbirini dengeler noktada. O yüzden 80 dolarlar civarında dengelenme bana göre makul. Onun üstü veya altı biraz daha standardın dışı olacaktır.