Döviz kurlarında haftanın ilk rakamları: Para piyasalarında merak edilenler
Serbest piyasada 27,84 liradan alınan dolar, 27,86 liradan satılıyor. 29,36 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 29,38 lira olarak belirlendi. Cuma günü doların satış fiyatı 27,76 lira, euronun satış fiyatı ise 29,20 lira olmuştu. Küresel piyasaların odağı ise geçtiğimiz hafta Fas'ın Marakeş kentinde düzenlenen IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarına çevrilmişti. Ancak toplantılarda Uluslararası Para ve Finans Komitesi (IMFC) üyeleri, Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail-Filistin çatışmasına yönelik kullanılacak dil konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle ortak bir bildiri üzerinde uzlaşamadı. Toplantılar sonunda, IMFC'ye başkanlık eden İspanya Ekonomi ve Dijitalleşme Bakanı Nadia Calvino tarafından yayımlanan bildiride, 15 Aralık'a kadar kota reformuna ilişkin bir çözümün bulunması taahhüt edildi. Ayrıca üye ülkeler, yıl sonuna kadar fonun kredi kaynaklarında "anlamlı bir artış" yapılması konusunda anlaşmaya vardı. Ancak, Çin ve Brezilya gibi diğer gelişmekte olan büyük ülkelere daha fazla pay (oy hakkı) vermeden IMF finansmanını artırmaya yönelik Washington destekli bir plan üzerinde anlaşma sağlanamadı. Geçtiğimiz hafta piyasaların odağındaki temel konu ise İsrail ve Filistin arasında yaşanan gerginlikti. Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla başlayan savaşta cephe genişlerken, can kaybının ise ilk sekiz günde 2.400’e ulaştığı bildiriliyor. Ulaşılan kayıp böylelikle 2014 yılında 51 gün süren savaştaki 2.200 kişilik kaybın da üzerine çıkmış bulunuyor. Piyasalar ise savaşa yönelik gelişmelerle fiyatlamalarını sürdürmeye devam ediyor. Buna göre hafta sonunda kara harekatının ertelendiğinin iddia edilmesinin ardından haftanın ilk gününde altın cephesinde bir gerileme yaşanıyor. Geçtiğimiz haftaki gelişmelerin ardından küresel piyasalarda bu haftanın en kritik gelişme ise Fed Başkanı Jerome Powell’ın 31 Ekim'de başlayacak iki günlük Fed toplantısı öncesinde 19 Ekim'de New York Ekonomi Kulübü'nde yapacağı konuşma olacak. Bu hafta yurt içinde yatırımcılar ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), Piyasa Katılımcıları Anketi'nde dolar ve enflasyona yönelik tahminlerini izleyecek. TCMB, son olarak Piyasa Katılımcıları Anketi'nde dolar ve enflasyon tahminlerini paylaşan katılımcılarda revizyona gideceğini açıklamıştı. Konuyla ilgili açıklamada, katılım sürekliliğinin sağlanabilmesi için sadece kurumsal katılımcılara yer verileceği kaydedilerek, "Kurumların belirlenmesinde; bankalar için aktif büyüklüğü, aracı kurumlar için aktif/portföy büyüklükleri, yurt dışı yerleşik bankalar için Türkiye'deki portföy yatırım büyüklüğü, finansal kesim dışındaki firmalar için ise sektör seviyesinde aktif/ciro büyüklükleri nesnel kriterler olarak esas alınmıştır." ifadelerine yer verilmişti. Öte yandan Ata Portföy Genel Müdür Yardımcısı Batuhan Özşahin, geçen hafta ekonomim’e yaptığı açıklamalarda Burcu Göksüzoğlu’nun bazı sorularını yanıtladı. İşte yatırımcıların merak ettiği kritik sorulara Özşahin'in verdiği yanıtlar: "Bizim beklentimiz faizi 300 baz puan artırması. Bu savaştan önce belirlediğimiz bir tahmindi, değiştirmedik. Merkez Bankası'nın politika faizinin şu anki enflasyona yakın bir noktada belirleneceğini düşünmüyorum. Çok gerçekçi bir tahmin değil bu. Politika faizinin 60'lara yükseltilmesini beklemek biraz hayalcilik olur. 12 ay ötesi ya da gelecek sene sonu enflasyonuna yakın bir rakamlarda nötr bir faiz yani pozitif ve negatif reel faiz yok gibi hesap yapmak daha doğru. Şöyle düşünelim; 40 ise önümüzdeki sene sonu enflasyon tahmininiz politika faizini 40'a doğru çekerseniz nötr faiz ortamında devam edersiniz. Ticari kredi faizlerinin 45-50 bandına geldiği bir dönemde de politika faizinin 60-70’e çekilerek ekonomiyi çok yavaşlatalım adımının geleceğini sanmıyorum. 35-36 civarında bir yerde politika faizi tepe yapabilir." "Eylül ayındaki Merkez Bankası toplantısından sonra portföy dağılımımızda bir değişiklik yaptık. Daha önce yüzde 60 döviz, yüzde 40 TL olan dağılımımızı yüzde 50 TL, yüzde 50 döviz olarak yeniden düzenledik. Bu yüzde 10'luk yeni TL kısmı da TL faiz olarak belirledik. Çünkü TL faizleri bir alternatif oluşturacak seviyelere geldi. Diğer taraftan baktığımızda bu yüzde 10'luk TL faizini belirlerken yüzde 10'luk da bir yerden azaltmamız gerekiyordu. Bunun yüzde 5'ini altından azalttık. Daha önce yüzde 10 olan altının ağırlığını yüzde 5'e indirdik. Diğer yüzde 5'i de eurobond kısmından azalttık. Yüzde 20 tematik fonlar yani global hisseler, yüzde 15 eurobond ve yüzde 5 altın olarak döviz ağırlığımızı belirledik. Yüzde 40 Türk hisse senedi ağırlığımızı da değişmeden devam ettiriyoruz."