Fitch Türkiye analisti yıl sonu dolar/TL beklentisini açıkladı
Fitch Ratings Kıdemli Direktörü ve Türkiye Analisti Erich Arispe Morales, Türkiye'nin ekonomi politikalarını değerlendirdi. Türk Lirası'nın kademeli değer kaybının dezenflasyon yolunda bir engel olmadığını söyleyen Morales, Dolar karşısında TL'nin yılı 36 TL seviyesinde kapatmasını beklediklerini bildirdi. Fitch analistinin CNBC-e'ye verdiği röprotajdan öne çıkan sorular ve yanıtları şöyle oldu: Türkiye'nin makroekonomik senaryosuna ilişkin Haziran güncellememizde, iç talebin dirençli seyri ve özellikle Nisan ayında gözlenen beklenenden güçlü enflasyon ivmesi nedeniyle Mart ayında %40 olan 2024 yıl sonu enflasyon tahminimizi %43'e yükselttik. Haziran ayındaki para politikası kararında da vurgulandığı üzere, Merkez Bankası'nın sıkı politika duruşunu sürdürmekte kararlı olduğunu düşünüyoruz. Sonuç olarak, TCMB'nin ana politika faizini sadece yıl sonunda 250 baz puan indirmesini bekliyoruz. Politika yapıcıların önündeki zorluk, enflasyonu benzer ülkelerle karşılaştırılabilir seviyelere indirmek için genel olarak sıkı bir politika duruşunu uzun bir süre devam ettirmektir. Yerel seçimlerin ardından, yatırımcılar arasında mevcut politika yönünün sürdürülebilirliğine ilişkin güvenin arttığı ve yurt içi ekonomik aktörler tarafından döviz kuru istikrarına ilişkin beklentilerin iyileştiği, örneğin daha düşük finansal dolarizasyonun desteklendiği görülmektedir. Güven, döviz kuru ve finansal piyasalardaki mevcut olumlu dinamiklerin önemli bir bileşeni olduğundan, mevcut politika normalleşmesi ve yeniden dengeleme sürecinin enflasyonda kalıcı bir düşüşe yol açacağına dair daha fazla güvenin, uzun vadeli sermaye girişlerini desteklemek için önemli olacağını düşünüyoruz. Türk Lirası'nın kademeli olarak değer kaybetmesini ve yılı muhtemelen ABD doları karşısında 36 civarında tamamlamasını bekliyoruz. Sıkı para politikası duruşu beklentisi, daha tutarlı maliye ve gelir politikaları, seviye ve kompozisyon açısından daha güçlü uluslararası rezervler, dış finansmana erişim ve azalan cari açık ile desteklendiğinde, TL'de önceki yıllarda olduğu gibi keskin bir değer kaybı beklemiyoruz. Görüşümüze göre, politika duruşu beklentileri çıpaladığı ve lira varlıkların cazibesini desteklediği için, TL'nin kademeli değer kaybı enflasyonla mücadele patikası için bir engel teşkil etmemelidir. FATF gri listesinden çıkarılmayı Türkiye'nin ülke notu için bir derecelendirme faktörü olarak vurgulamadık. Görüşümüze göre, Türkiye'nin 2021'e dahil edilmesinin yerel bankalar için dış finansmana erişim veya muhabir ilişkileri açısından ölçülebilir bir olumsuz etkisi olmamıştır. Devlet ve bankalar da dahil olmak üzere Türk kuruluşlarının finansmana erişim koşullarını olumsuz etkileyen ana faktörlerin ve 2021-2022'de sınırlı sermaye girişlerinin, artan politika belirsizliği ve düşük faiz oranlarına odaklanan önceki politika karışımından kaynaklanan potansiyel makroekonomik ve finansal istikrar riskleriyle ilgili olduğuna inanıyoruz. Bununla birlikte, yakın zamanda açıklanan FATF hamlesini, Türkiye'nin 2023 genel seçimlerinden sonraki daha geniş politika normalleşme süreci bağlamında değerlendirebiliriz. Türk bankalarının 2Y23'ten bu yana dış borçlanmalarındaki artışın, Türkiye'nin daha geleneksel makroekonomik politikaları benimsemesinden bu yana uluslararası yatırımcıların sektöre olan güvenini yeniden kazandığına işaret ettiğini belirtmiştik. Halen yüksek olan fonlama maliyeti ve bankaların genel olarak yeterli sermaye ve YP likidite tamponları göz önüne alındığında, Türk bankaları fırsatçı bir şekilde piyasaya girmeye devam edecek gibi görünüyor.