Bakan Bayraktar: Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı %67,8'e düştü
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezinin (IICEC), bu yıl "Dünyada Değişen Enerji Jeopolitiği, İklim Krizi ve Türkiye" temasıyla düzenlediği 15. IICEC Konferansı Sabancı Center'da gerçekleştirildi. Bakan Bayraktar, burada yaptığı konuşmada, dünyanın başarılı ve sürdürülebilir bir enerji dönüşümü için yıllık yaklaşık 6 trilyon dolarlık bir finansa ihtiyacı olduğunu söyledi. Başarılı enerji dönüşümünün, akıllı bir enerji dönüşüm politikasıyla mümkün olabileceğini kaydeden Bayraktar, "Bu dönüşüm mutlaka rasyonel olmalıdır. Bu dönüşüm mutlaka daha esnek, daha duyarlı, daha kapsayıcı olmalı. Bu dönüşüm dijital bir enerji dönüşümü olmalıdır. Biz de bu anlamda enerji politikalarımızı, arz güvenliğinden ödün vermeden, küresel tedarik çeşitliliğine katkı sunarak ve dışa bağımlılığımızı azaltarak, 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda şekillendiriyoruz." diye konuştu. Bayraktar, Türkiye'deki büyümeyle beraber enerji talebinin de artmaya devam ettiğini dile getirerek, gelecek dönem planlamalarının bu artışı hesaba katarak yapıldığını ifade etti. Bu noktada arz güvenliğinin en önemli konu olarak ortaya çıktığına dikkati çeken Bayraktar, "Arz güvenliğine baktığımızda da gerek kaynakta gerekse teknolojide yerliliğin çok daha önemli bir hale geldiği, özellikle tedarik zincirindeki kırılma riskleri nedeniyle bu noktada daha uyanık olmamız gerektiği bir döneme doğru girdiğimizi görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Bayraktar, Bakanlığın hazırladığı "Ulusal Enerji Denge Tabloları"na değinerek, şunları kaydetti: "Bütün makro iktisadi konularımızdaki temel problemimiz enerjide dışa bağımlılığımız ve enerji ithalatımız. Bu rakam yıllar içinde yüzde 70'ler mertebesinde, bazı yıllar biraz üzerinde gerçekleşti. 2022 yılı için Türkiye'nin dışa bağımlılığı enerjide yüzde 67,8'e düştü. Bu yüzde 70'in altına gelmemiz açısından fevkalade önemli ancak daha gidecek çok yolumuz var. Ulusal Enerji Planımız ile hedefimiz, ülkemizi önümüzdeki 30 yıl içinde dışa bağımlılıktan kurtarmak ve net sıfır emisyonlu bir ülke haline getirmek." Yenilenebilir enerjinin, toplam enerji üretimi içindeki payının yüzde 55'e, kurulu güçteki payının da yüzde 65'e çıkarılmasının hedeflendiğini anımsatan Bayraktar, "Bu hedefler uyarınca, 2035 yılına kadar 12 yıl boyunca her yıl 3 bin 500 megavat güneş, 1500 megavat da rüzgar santralini yani toplam 5 bin megavatlık güneş ve rüzgar olmak üzere toplam 60 bin megavat yeni gücü devreye almamız gerekiyor. Buna ilave olarak, deniz üstü rüzgarda yaklaşık 5 bin megavatlık bir kapasiteyi de yine bu süre içinde devreye almayı hedefliyoruz." diye konuştu. Bayraktar, yenilenebilir enerjideki kapasite tahsislerine de dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: "Rüzgar ve güneş ağırlıklı olmak üzere yaklaşık 11 megavat lisanslı kapasite tahsisi yapılmış durumda. Bunlar yatırımcıların elinde. Yaklaşık 26 bin megavat sanayicilerimizin elinde, kendi öz tüketimlerini karşılamak üzere yapacakları yatırım izinleri, kapasite tahsisleri var. Bu, sanayicilerimizin temiz enerjiye geçişi, kendi ihtiyaçlarını karbonsuz karşılamayla alakalı çok önemli bir açılım. 26 bin megavatlık yani 15-20 yılda yaptığımız kurulu güçten daha fazla bir kapasite şu anda tahsis edilmiş durumda. 5 bin 400 megavatlık bir YEKA kapasitesi var. Burada çalışmalar devam ediyor, bazı santraller devreye alınıyor. 33 bin megavatlık da depolamalı yenilenebilir var. Bütün bunları topladığımızda 76 bin megavatlık kapasite şu anda tahsis edilmiş durumda. Biz bu kapasitenin yarısını önümüzdeki 5 yılda hayata geçirirsek ülkemize 38 bin megavatlık ilave güç katarız." Enerji verimliliğinin, enerji dönüşümünün tam merkezinde yer aldığını vurgulayan Bayraktar, "Çalışmalarımızı bitirdik. 2024-2030 yıllarını kapsayan Enerji Verimliliği Ulusal Eylem Planı'mızı önümüzdeki ay açıklamayı hedefliyoruz. Plan kapsamında Türkiye, 100 milyon ton karbon emisyonu salımını azaltmış olacak." dedi. Bayraktar, gelecek dönemin birincil enerji talebinde elektriğin payının arttığı bir süreç olacağını ifade ederek, "Bu anlamda 2035 yılına kadar Türkiye Ulusal Enerji Planı kapsamında 5 gigavatlık bir elektrolizör kapasitesini de devreye almayı hedefliyoruz. Yaklaşık yüzde 3,5'lik doğal gaz hidrojen karışım oranında da gelişmiş ülkelerle rekabet eden bir hidrojen değer zinciri tesis etmeyi hedefliyoruz." bilgisini paylaştı. Karbon piyasalarına da değinen Bayraktar, iklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli araçlarından birinin karbon fiyatlaması olduğunu bildirdi. Bayraktar, "Önümüzdeki yıl emisyon ticaretini Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesinde hayata geçirmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.