Deprem sonrasında İstabul’da kentsel dönüşüm trafiği
Kahramanmaraş'ta yaşanan depremler sonrası kentsel dönüşüm tekrardan gündeme geldi. 1999 deprem öncesi riskli yapıların dönüşüme girmesi olası bir depremde minimum zarar için önem arz ediyor. İstanbul'da yaklaşık 675 bin bağımsız birimin kentsel dönüşümü tamamlandı. Bakanlık çeşitli projelerle kentsel dönüşüme destek sağlarken, belediyeler ve garantörlüklerin de ilave çalışmalarıyla dönüşümün ivme yakalayacağı düşünülüyor. Müteahhitler ile toprak sahipleri arasında yaşanan anlaşmazlıkların da arabulucu ile çözülebileceği önerisi de sektör temsilcileri tarafından iletiliyor. Mega kent İstanbul'da bitişik nizamlı ve dar sokakları bulunan Zeytinburnu, Fatih, Bağcılar, Esenler gibi bölgeler risk altında yer alıyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra İstanbul'da yaşayan vatandaşlar daha az riskli bölgeleri araştırmaya başladı. İstanbul'un yeni yerleşim yerlerinin daha kuzeyde yer alan Başakşehir, Arnavutköy, Çekmeköy, Şile gibi ilçelerin olacağı düşünülüyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, "Özellikle deprem felaketi sonrası 11 ilde ağır hasarlı, yıkık veya acil yıkılacak binalarla ilgili çeşitli veriler ortaya çıktı. Bu çerçevede tüm Türkiye genelinde deprem bilinci biraz daha yoğun hissedilmeye başlandı. Şimdiye kadar Türkiye’de 900 bine yakın bağımsız bölüm kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilendi" dedi. Geçen yıldan itibaren gerek kentsel dönüşüm ile ilgili verilen kredilerde gerekse de bu kapsamda verilen kira desteklerinde bazı düzenlemeler olduğunu belirten Özelmacıklı, "Örneğin; eskiden vatandaşlar sadece binasını yenilemek için bir kentsel dönüşüm kredisi alabilirken, şimdi hem krediyi hem de kira desteğini birlikte alabiliyorlar" ifadelerini kullandı. Kentsel dönüşümün 2023 yılında biraz daha hızlanacağını ve kat maliklerinin biraz daha bilinçleneceğini söyleyen Özelmacıklı, "Kentsel dönüşüm zorlu bir süreç, hemen de yapılan bir süreç değil. İstanbul kentsel dönüşümün merkezi durumunda yer alıyor. Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan yaklaşık 900 bin bağımsız bölümün yaklaşık 675 bini İstanbul’da yapıldı" diye konuştu. Kentsel dönüşümün sadece bakanlığın yapacağı bir dönüşüm olmadığını, belediyelerin de buna destek vermesi gerektiğinin altını çizen Özelmacıklı, "Bu kapsamda bazı garantörlükler de olması gerekiyor. İstanbul riskli bölgelerin başında geliyor. Ekonominin tüm dinamikleri burada. Özellikle Fatih, Zeytinburnu, Bağcılar ve Esenler gibi bitişik nizamlı dar sokaklı 1999 öncesi yapılmış yapı stokları bizim için en riskli alanlardır. İstanbul’un yeni yerleşim yerlerinin kuzey bölgeler olacağını düşünüyorum. Avrupa Yakası’nda Başakşehir, Arnavutköy gibi alanların, Anadolu Yakası’nda ise Çekmeköy ve Şile gibi ilçelerin daha çok rağbet gördüğünü söyleyebiliriz" dedi. İnşaat maliyetlerinin özellikle yaşanan deprem felaketi sonrası da artışa geçtiğini dile getiren Özelmacıklı, sözlerine şöyle devam etti: "Gerek deprem bölgesinde yapılacak konutlar gerekse de dar gelirliler için yapılması planlanan konutlar yapı malzemelerine talebi artıracak. Buradaki maliyetler de artacak. Müteahhitler ile toprak sahipleri arasında çıkan anlaşmazlıklar için belki bir arabulucu devreye sokulabilir. Bu noktada belediyeler ve emlak işletmeleri de rol almalı. Çünkü dönüşüm bir ihtiyaç, deprem ise ülkemizin bir gerçeği." Özelmacıklı, "Kentsel dönüşümde inisiyatifin kat maliklerine bırakıldığı durum var. Kentsel dönüşümde araştırmaların belediyeler tarafından yapılması gerekiyor. Belediyelerin bu süreçte etkili bir rol alması gerekiyor. Bölgelerindeki riskli yapıları tespit edip, kat maliklerini binalarının dönüşümüne ikna etmelerine ihtiyaç var. Dönüşüm yapılan bir yerde gayrimenkul fiyatının 3-4 katına kadar çıkabildiği örnekleri var" ifadelerini kullandı. Kentsel dönüşümü nispeten azaltan bazı unsurların da olduğunu hatırlatan Özelmacıklı, "Özellikle 10 milyona yakın vatandaş imar barışından faydalandı. Bu dönüşümler söz konusu dönemde biraz sekteye uğradı. Şimdi vatandaşlar artık oturduğu binayı sorguluyor" açıklamalarında bulundu.