İktisatçı Yao'dan Çin değerlendirmesi: Çin, bugün nakitsiz bir toplum oldu
Çin'in iktisat alanındaki prestijli okullarından Peking Üniversitesi Ulusal Kalkınma Fakültesinin Dekanı Yao, Pekin'de bir grup yabancı medya kuruluşuna, Kovid-19 sonrası Çin ekonomisinin durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yao, Çin ekonomisinin salgın toparlanma eğiliminde olduğunu ancak gayrimenkul sektöründeki düşüş ve yerel yönetimlerin borç problemleri gibi yapısal sorunların, büyümeyi aşağı çektiğini belirterek, bu sorunlara rağmen ülkenin ekonomik yükselişini sürdüreceğini, hızlı büyümeye devam edeceğini savundu. Son zamanlarda yurt dışında Çin'in ekonomisine dair karamsar tablo çizildiğini gözlediğini ifade eden Yao, uluslararası siyasi ve ekonomik iklimin yarattığı belirsizliklerden yola çıkarak, Çin'in dünya ekonomisiyle bağlarını kopmakta olduğu, zaman içinde "dünyanın fabrikası" olma vasfını yitireceği, bunun da ekonomik gelişimini etkileyeceği tezinin ortaya atıldığını kaydetti. ABD'nin "New York Times" gazetesinde yazar Paul Krugman'ın bir yazısına atıf yapan Yao, Krugman'ın Çin'in son dönemde, Japonya'da 1990'larda olduğu gibi bir "orta gelir tuzağına" girdiğini, ülkeyi uzun dönemli bir resesyonun beklediğini yorumunu yaptığını aktardı. Gazetede ayrıca "Çin'in düşüşünü nasıl idare edeceğiz?" başlığıyla yayımlanan başka bir makalede de durgunluğun ötesinde Çin ekonomisinde "düşüşe" yönelik bir beklentinin ifade edildiğini belirten Yao, "Çin ekonomisinin potansiyeli düşünüldüğünde bunlar gerçeklikten oldukça uzak değerlendirmeler." dedi. Yao, gayrimenkul sektöründeki benzer sorunlara bakarak Çin'in durumunu, Japonya'nın 1990'lardaki durumuyla kıyaslamanın doğru olmadığına dikkati çekerek, "Bence Çin'in şimdiki durumunu Japonya ile kıyaslayacaksak Japonya'nın 1970'lerdeki durumuyla kıyaslamalıyız. Çünkü 1964'teki Tokyo Olimpiyatları'nın ardından Japonya hızlı bir ekonomik büyüme dönemine girdi. Bu ivme 1990'ların ortasına dek yaklaşık 30 yıl sürdü. Çin'in bugünkü teknolojik ilerleme ve ekonomik büyüme potansiyeli, Japonya'nın o dönemine daha çok benziyor." ifadelerini kullandı. Hızlı teknolojik ilerlemenin Çin'in yapay zeka sektöründe gözlenebileceğine işaret eden Yao, "Yapay zeka alanında Çin modelleme açısından ABD'nin gerisinde ancak bu uygulamaların Çin'de teknolojinin günlük hayata daha fazla nüfuz ettiğini görüyoruz. Bir Çinli olarak ABD'de bir süre yaşarsanız kendinizi rahatsız hissedersiniz. Özellikle nakit ödemeler açısından. Çin, bugün 'nakitsiz bir toplum' oldu, mobil ödeme yönetmeleri hayatın her alanında kullanılıyor." şeklinde konuştu. Yao, dünyada yenilenebilir enerji donanımlarının yüzde 90'ının Çin şirketleri tarafından üretildiğine, ABD'nin Çin'den ithal güneş panellerine yüzde 255 gümrük vergisi uygulamasına rağmen büyük miktarda ithalat yaptığına işaret ederek, büyüyen yeni enerji sektörünün ülkeye gelecekte büyük avantajlar sağlama potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Dünyadaki elektrikli otomobillerin yüzde 60’ının Çin’de üretildiğini, Çin'in bu alandaki atılımının etkileri olduğunu dile getiren Yao, "Bunun etkilerini, AB'nin Çin'deki elektrikli otomobil sübvansiyonlara yönelik soruşturmasında görebiliriz. AB, 2035'e kadar petrol yakıtlı tüm araçları tedavülden kaldırmayı planlıyordu ama Çin'deki elektrikli otomobil üretimindeki hızlı gelişimi görünce, BYD ve diğer Çin markalarının yeni elektrikli modelleri Münih Otomobil Fuarı'nda görücüye çıktıktan sonra bu kararlarından vazgeçtiler ve sübvansiyonları hedef alan soruşturmayı başlattılar zira Çin'in bu alanda mutlak bir avantajla dünya lideri olma yolunda olduğunu gördüler." yorumunu yaptı.