"İstanbul'daki sanayi tesisleri Konya'ya taşınsın"

Manisa TSO Başkanı Mehmet Yılmaz büyük bir depremin beklendiği İstanbul'a artık yeni OSB'ler kurmak yerine sanayi tesislerinin deprem riski olmayan Konya-Aksaray bölgesine kaydırılması gerektiğini söyledi. Manisa Ticaret ve Sanayi Odası, Ege İhracatçı Birlikleri'nin (EİB) Ekonomi Gazetesi iş birliğinde düzenlediği “Ege İhracat Buluşmaları-Manisa” buluşmasına ev sahipliği yaptı. Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonunda yedincisi düzenlenen programa Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mehmet Güzgülü, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk Eximbank A.Ş. Ege Bölge Müdürü Gülom Timurhan, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap katıldı. Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, “Deprem uzun zamandan beri unuttuğumuz acı ama acı bir gerçek. Ben de bir depremzedeyim. 1999 Gölcük depreminde o acıyı yaşadım. Maalesef şunu ifade etmek gerekir ki ülkemizde sadece bu tür olaylar yaşandığında gündeme geliyor. Türkiye bir deprem ülkesi. Türkiye'nin 25 vilayeti depremden birinci derecede etkilenecek bir alan üzerine kurulmuş ve ülke nüfusunun yüzde 42'si de deprem kuşağında yaşıyor” dedi. Yılmaz son zamanlarda sıkça dile getirilmeye başlanan, beklenen İstanbul depremi hakkında da, “İstanbul depremi diyoruz. Her şeyi İstanbul'a yıkmanın, İstanbul'a yığmanın ne anlamı var. İstanbul Türkiye sanayisinin yüzde 52, yüzde 55'ini ortaya koyuyor. Bakıyoruz Ankara'daki birçok birimi İstanbul'a taşıyoruz. İstanbul'un çevresine yeni yeni OSB'ler açıyoruz. Yeni yeni sanayi siteleri açılıyor. Bu sanayi sitelerini İstanbul'un nüfusuyla orantılı olarak dile getirdiğimiz zaman bu Manisa'nın 2-3 ilçesine eş değer bir alan yapıyor. Hem deprem bekliyorsunuz hem deprem beklentisi içinde yeni yerleşimler yapıyorsunuz. Bu bir çelişki. Eleştirmek kolay peki bunun bir çözümü var mı? Var. Bunun çözümü şu; sizin hiç depremden etkilenmeyecek alanlarınız var. Konya-Aksaray arasındaki alanlar. 100 binlerce dönüm alan var. Bunlar tarım dışı yani marjinal alanlar. İstanbul sanayisinin en az yüzde 35'ini oraya taşımak zorundasınız” diye konuştu. Son zamanlarda toplumun çalışmadan kolay yoldan para kazanmaya yöneldiğini ve bunun büyük bir sıkıntı olduğuna vurgu yapan Yılmaz açıklamasını şöyle tamamladı: Biz de toptancılık var. Toplumda şöyle bir düşünce var. Atatürk'ün çok güzel bir sözü var. ‘Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.' Bu kadar gerçek. Bilimden, doğru yoldan, cumhuriyetin kuruluş değerlerinden ayrılmamak ümidiyle hepinize teşekkür ediyorum.” Bankalarının ihracatçılara sağladığı desteklerden bahseden Türk Eximbank A.Ş. Ege Bölge Müdürü Gülom Timurhan ise yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “2022 yıl sonu itibariyle ihracatçılarımıza 19,6 milyar dolar kredi desteği sağladık. Kısa vadeli ihracata hazırlık kredilerinin yanı sıra orta ve uzun vadeli ihracata yönelik işletme finansmanı ve yatırım kredileri ile ihracatçılarımızın finansman ihtiyaçlarına çözüm üretiyoruz. İhracatta KOBİ'lerin payının artırılmasını önemsiyoruz. Bu doğrultuda bankamızın hizmetlerinden yararlanan ihracatçı firmalar içinde KOBİ'lerin payı 2022 yılında yüzde 81'e yükselmiştir. İhracatın tabana yayılması stratejimiz doğrultusunda ihracatçılarımızın finansmana erişimde karşılaştığı teminat oluşturma sorununa çözüm oluşturmak için bankamız ile Türkiye İhracatçılar Meclisinin ortaklığıyla kurula İhracatı Geliştirme A.Ş.'nin 1 Mart 2022 itibariyle faaliyete geçmesiyle ihracatın finansmanında yeni bir dönem başlamıştır. İGE'nin faaliyete geçmesiyle İGE Kefaletiyle 3 bin 100'den fazla ihracatçımıza kredi kullandırılmış toplamda 17 milyar TL'lik kredi hacmine ulaşılmıştır. Gayemiz Türk Eximbank'ın imkanlarını çok daha fazla ihracatçımız ulaştırarak onlara uluslararası rekabette destek olup daha fazla ihracat yapabilmelerini sağlamaktır.” Konuşmasına yaşanan deprem felaketiyle başlayan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Ezkinazi, “İlk andan itibaren bugüne kadar depremi konuşmadığımız, deprem için çalışmadığımız 1 dakika bile yok. Ege İhracatçı Birlikleri olarak, ilk etapta Ticaret Bakanlığımızdan 6 milyon liralık bir kaynağımızı ayni yardım olarak kullanmak için izin aldık. Bu izinle barınma ve hijyen ihtiyacına dönük ihtiyacı karşılamak için çalışmalara başladık. 100 adet donanımlı konteyneri deprem bölgesine sevk ettik. Deprem bölgesine ulaştırdığımız çadır sayısı 55 oldu. Deprem bölgesinde salgın hastalıkların oluşmasını önlemek adına en büyük ihtiyaçların başında gelen prefabrik WC'ler geliyor. 7 adet prefabrik WC'yi deprem bölgesine gönderdik. 3 bin 600 yatağı depremzedelerimizin hizmetine sunduk. Ege Maden İhracatçıları Birliğimiz ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliğimiz üyelerinin yoğun olduğu Muğla'dan 4 askeri kargo uçağı yardım malzemeleri deprem bölgelerine ulaştırdık. Ege Maden İhracatçıları Birliğimizin de içinde olduğu Madencilik Platformumuz 10 bin civarında madencimizin arama kurtarma çalışmalarında yer almasını organize etti. Madencilerimiz enkaz altından çok sayıda insanımızın canlı çıkarılmasını sağladılar. Kahraman madencilerimize sizlerin huzurunda bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum. Türkiye'de lojistik altyapısı en güçlü sektörlerden biri konumunda olan taze meyve sebze sektörümüz, soğuk zincire uyumlu araçlarıyla; Türkiye'nin dört bir tarafındaki yardım malzemelerini deprem bölgelerine nakletti ve etmeye devam ediyor” dedi. Deprem bölgesindeki 11 kentin ihracat açıklarının diğer iller tarafından kapatılması gerektiğinin altını çizen Eskinazi konuşmasını şöyle tamamladı: “Depremin yaralarını sarmak için 24 saat çalışırken, bir yandan da ihracat yapmaya devam etmek zorundayız. Zira, depremin vurduğu 11 ilimizin ortaya çıkacak üretim ve ihracat açıklarını da diğer iller kapatmak zorundayız. Ege İhracatçı Birlikleri olarak şubat ayında ihracatımızı yüzde 5 artırmayı başardık. 1 milyar 511 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Ege Bölgesi'nin ihracatında tarım ürünlerinin payının büyüklüğü bu dönem bizim avantajımız olacak gibi görünüyor. Manisa; Sanayi ve tarımsal üretimin güçlü olduğu, biraz önce de dillendirdiğim gibi 2022 yılında 5 milyar 203 milyon dolarlık ihracatla, Türkiye'nin en çok ihracat yapan iller sıralamasında 7. sıranın sahibi konumunda. Manisa; 2023 yılının ilk iki ayında 749 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2023 yılında Manisa'nın ihracatta 6 milyar doları geçmesini bekliyoruz. Ege Bölgesi, 2022 yılında iller bazında 31,4 milyar dolar, gümrük müdürlüklerine göre 38,5 milyar dolar ihracat yapmış bir bölge. Balıkesir'i Ege Bölgesi illeri arasında değerlendirdiğimiz takdirde 9 ilimizin 8 tanesi 2022 yılında ihracatlarını artırmayı başardılar. 2022 yılında Ege Bölgesi'nde ihracatı gerileyen tek ilimiz Manisa. Bu konuyu biraz araştırdığımızda; Manisa'nın ihracatının ithalata bağımlılığının yüksek olması Manisa'nın ihracatının eksiye düşmesinde etkili konu olduğunu söyleyebiliriz. Manisa, 2022 yılında TÜİK verilerine göre 3 milyar 167 milyon dolar ithalat yaptı. Geçtiğimiz günlerde TÜİK Dış Ticaret Endekslerini açıkladı. Buna göre Türkiye'nin ihracatındaki miktar ve döviz değer artışı, ithalatındaki miktar ve döviz değeri artışının çok gerisinde kalmış durumda. Düşük kur-düşük faiz politikamız ihracattan ziyade, ithalatı destekliyor. Dış ticaret açığı bu nedenle 2022 yılında 110 milyar dolara çıktı, 2023 yılında 160 milyar dolara koşuyor. Bu tablo da Manisa'nın 2022 yılı ihracatının neden 2021 yılının geride kaldığını ortaya koyuyor.”

Manisa TSO Başkanı Mehmet Yılmaz, büyük bir deprem felaketiyle karşı karşıya olan İstanbul’a artık yeni OSB’ler kurmak yerine, sanayi tesislerinin deprem riski olmayan Konya-Aksaray bölgesine kaydırılması gerektiğini söyledi.