İTO Başkanı Avdagiç'ten kur ve enflasyon makasına ilişkin açıklama
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmede bulundu. Aralık ayında yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerin 250 baz puan düşürülebileceğini öngördüklerini belirten Avdağiç, "Bu hem makul bir şekilde düşme trendine giden enflasyonla uyumlu bir adım olacaktır hem de 2025 yılına girerken psikolojik katkısı önemli olacaktır." dedi. Şekib Avdagiç, yaptığı değerlendirmede, yurt içi ve yurt dışındaki finans dünyasının öncelikleriyle Türkiye'deki iş dünyasının önceliklerinin tamamen kesişmediğini de ifade etti. Sepet döviz kurundaki 11 aylık artışın yüzde 14-15 mertebesinde olduğuna dikkati çeken Avdagiç, "Enflasyonda ise yine ilk 11 aylık dönemde artış yüzde 43 mertebesinde. Dolayısıyla, Türkiye'deki ihracatçı arada yaklaşık 30 puanlık bir makasla karşı karşıya kaldı. Bu taşınabilir, sürdürülebilir ve devam edilebilir bir makas değil." dedi. Avdagiç, 2023'ün sonunda açıklanan OVP'ye göre, 2024'te enflasyon ve kur bakımından toplamda 24-25 puanlık bir sapma olduğunu da belirterek, ortalama öngörülen kurun yüzde 11'i aşan sapma gösterdiğini, enflasyonun sene sonundaki tahmini dikkate alındığında yaklaşık yüzde 13 yukarıda gerçekleşeceğini söyledi. Şekib Avdagiç, 2025'e yönelik OVP'de özellikle kurla ilgili bu sapmanın kesinlikle olmaması gerektiğine işaret ederek, "(2025 yılı) Kurun 2024'te yaşanan ciddi kayıplarının telafi edileceği bir yıl olması önemli. Bir de bunların içinde hem kamunun hem özel sektörün ücret politikasının da tasarruf tedbirlerinin de bu politikayla uyumlu olarak kurgulanması gerekiyor." diye konuştu. Sıfırdan yatırım yapan yabancı sermayeye, "greenfield" diye tabir edilen yatırımlara öncelik verilmesi ve özen gösterilmesi gerektiğini dile getiren Avdagiç, "Bunun da artık bu dönemden itibaren yüksek teknoloji üreten şirketler için Türkiye'nin cazip olacak şartlar sunabileceğini öngörüyoruz." diye konuştu. Avdagiç, Türkiye'deki birçok ihracatçının 2024 yılını çok makul karlarla veya kontrollü zararla geçirdiğinin altını çizerek, "2025 yılında bunun iki yönlü sonuçlarını takip etmemiz gerekiyor. Bir taraftan çok değerli Türk lirası, ithalatı cazip hale getiriyor ve birçok üreticinin yurt içinde üretmekten ziyade daha uygun şartlarla ürünleri, malları yurt dışından getirmesine sebebiyet veriyor. Bir taraftan da ihracatı baskıladığı için ihracatımızın azalmasına yol açıyor. Bu da bu sene 80 milyar dolar mertebesine kadar düşeceğini öngördüğümüz mal ihracatındaki dış ticaret dengemizin tekrar 100 milyarların üzerine çıkmasına sebebiyet verebilir." ifadelerini kullandı. Türkiye'ye dışarıdan ciddi kaynak geldiğini, rezervlerin arttığını belirten Şekib Avdagiç, bunun önemli bir kısmının emanet para olduğunu, rezervlerin tahkim edilmesi anlamında değerli bulunduğunu vurguladı. Avdagiç, gelecek yıl ve devamında Türkiye'nin üreterek, ihraç ederek oluşturacağı rezervlere yoğunlaşması gerektiğine işaret ederek, "Misafir para gelir, buradaki avantajların bittiğini hissettiği anda gider ama ihracat yaptığımız zaman o kaynak gelir ve ülkede kalır. Dolayısıyla 2025 yılının, 2024 yılında ciddi bir bedel ödeyerek ihracat yapmaya devam eden sektörlerin daha fazla destekleneceği, onların beklentilerinin ve süreçlerinin daha sağlıklı çalışmasının önceliklendirileceği bir yıl olması gerekiyor." dedi. Yatırımların önemli olduğunu ve her çeyrekte pozitif kalması gerektiğini dile getiren Avdagiç, şunları aktardı: "Yatırım, bundan sonraki 1-2-3 yıl sonraki büyümeyi tetikleyecek ana unsurdur. Eğer yatırımlar negatife dönerse, kısa vadeli büyüme rakamlarında beklentilerinize uygun netice alabilirsiniz ama orta ve uzun vadede yatırım noksanlığından dolayı büyümenizi sürdürebilir halde tutmanız mümkün olmaz. Dolayısıyla o büyüme rakamıyla beraber bence onun alt kırılımlarını çok ciddi bir şekilde analiz etmemiz ve onların her birini pozitifte tutacak önlemleri almamız lazım."