Merkez Bankası Başkanı Karahan'dan faiz indirimi beklentilerine yanıt
Enflasyonun haziran ayında sekiz ay sonra ilk kez gerilemesi TCMB’nin yüzde 50 seviyesindeki politika faizini indirebileceği spekülasyonlarına yol açmıştı. Birçok analist TCMB’nin dördüncü çeyrekte faiz indirimi yapmasını beklerken Goldman Sachs bu çeyrekte bir indirim beklentisini dile getirmişti. Bloomberg haber ajansının Beril Akman imzalı haberine TCMB Başkanı Fatih Karahan da TCMB’nin İstanbul’daki binasında ekonomiye ilişkin kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Burada politika faizinde atılacak adımların 2025 ve ötesindeki enflasyon hedeflerine ulaşmak için ayarlanması gerektiğini belirten TCMB Başkanı Fatih Karahan, faiz indirimi zamanlamasına ilişkin yorum yapmazken, “Temkinli yaklaşımımızı korumamız gerekiyor. Bu yılki hedefi tutturmak kredibilite kazanmak için kritik ve bunun için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Ancak bunun nihai hedef olmadığını not etmek gerekir” açıklamasını yaptı. TCMB verisine göre 12 aylık enflasyon beklentilerinde hanehalkı ve firmalar, piyasalardan ayrışıyordu. Hanehalkı bu yıl sonunda yüzde 70 civarı TÜFE beklerken piyasa katılımcılarının beklentileri ise TCMB tahmininin üst bandı olan yüzde 42’ye yakınsıyordu. Karahan bu konuya ilişkin ise, “Hanehalkı ve firma beklentilerinde daha net iyileşme görmek istiyoruz. Böylece enflasyon beklentilerinin dezenflasyon sürecine destek vereceğine ilişkin biraz daha rahat olabiliriz” ifadelerini kullandı. Gelecek ay Ankara’da TCMB’nin enflasyon raporu sunumunu gerçekleştirecek Karahan, haziran enflasyon verisinin ekonomist beklentilerinden düşük gelmesine rağmen bu düşüşün ciddi ve kalıcı olduğu sonucuna varmak için “henüz erken” olduğunu belirtti. Öte yandan TCMB Başkanı Karahan, temmuzda elektrik ve yönlendirilen fiyatlardaki artışın aylık enflasyona 1,5 yüzde puan yukarı yönlü etki yapmasını beklediğini bildirdi. Karahan’a göre sıkı politikasının sonuçlarından birisi ise Türk lirasında reel değer kazanımı oldu. Karahan, konuyla ilgili paylaşımında, “Liranın reel olarak değer kazanmasının mühendisliğini yapmıyoruz. Bu daha çok faizlerin yüksek olduğu bu politikanın doğrudan bir sonucu” diye konuştu. Politika, lira cinsi varlıkları daha çekici hale getirirken ve bu varlıklara talebi artırırken nihayetinde kurun reel olarak değerlenmesine de yol açmıştı. Goldman Sachs gibi küresel bankalar ise rekabetçilikte düşüş ve ihracatçıların yüksek kur talebi gibi potansiyel endişeler sebebiyle liradaki yükseşte “sınırlı bir alan” olduğunu söylemişti. Karahan ise para politikasının iç talebi düşürdüğünü ve enflasyon beklentilerini çıpaladığını belirterek ikisinin de ithalatı ciddi ölçüde azalttığına dikkat çekti. Reel kurda değerlenme ihracatı pahalı hale getirse de, Karahan’a göre enflasyon beklentilerini çıpalaması dolayısıyla cari açığa etkisi iyileştirme yönünde. Yine de yetkililer liranın aşırı değerlenme yaşamaması için temkinli ve bunun için offshore liraya yönelik düzenlemeler devreye giriyor. Yetkililer koordinasyonu sağlarken Karahan, offshore swaplara ilişkin düzenlemelerin BDDK’nın uhdesinde bulunduğunu belirtti. Bugüne kadar yürürlükteki düzenlemeler TCMB başkanına göre likidite sorununu daha yönetilebilir hale getirilmesinde yardımcı oldu. Karahan, rezervlere ilişkin paylaşımında ise, “Rezerv pozisyonumuzu iyileştirme ile ana hedefimiz olan dezenflasyonu başarma arasında denge kurmamız gerekiyor. Dezenflasyon aşırı likiditeden ve sermaye akımlarının yarattığı kırılganlıktan kaçınmayı gerektiriyor. Bu ödünleşimleri iyi yönettik ve regülasyonların gevşetilmemesi bize yardımcı oldu” ifadelerini kullandı. Rezervlerin daha da artırılmasının gerekliliğine işaret eden Karahan, ana hedefleri doğrultusunda dezenflasyonun başarılması olduğunu da belirterek, “Fiyat istikrarını önceliklendirmeye ve piyasa koşullarının elverdiği ölçüde rezerv biriktirmeye devam edeceğiz” dedi.