OECD: Türkiye'de yeni ekonomi yönetiminin attığı adımlar, sürdürülebilir bir patika için önemli
Lombardelli, enflasyonist baskılar, merkez bankalarının para politikası kararları ve Türkiye ekonomisindeki gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı. Küresel ekonominin enflasyon ve düşük büyümenin yarattığı çifte zorlukla karşılaşmaya devam ettiğini dile getiren Lombardelli, "Enflasyonun inatçılığı önemli bir endişe kaynağı. Enflasyonun daha inatçı olması para politikasının daha da sıkılaşmasını gerektirebilir ki bu da ekonomi üzerinde baskı oluşturacak bir unsur. Bu durumda finansal piyasalar risk ve getirileri yeniden değerlendirirken, durum finansal varlıklarda ani ve önemli fiyatlamanın görülme ihtimalini artırabilir." diye konuştu. Lombardelli, enflasyonu kalıcı olarak düşürme, maliye politikası desteğini ayarlama ve sürdürülebilir büyümeyi canlandırma ihtiyacının politika yapıcılar için de zorluklar yarattığını ifade etti. Enflasyonist baskının kalıcı bir şekilde ortadan kalktığı yönünde net işaretler oluşana kadar para politikasının kısıtlayıcı olması gerektiğinin altını çizen Lombardelli, "Bu durumun, çoğu gelişmiş ekonomide 2024'ün belli bir dönemine kadar herhangi bir politika faizi indirimini sınırlandırması muhtemel. Temel enflasyon baskısının özellikle kalıcı olduğu durumlarda bazı ek faiz artışlarına hala ihtiyaç duyulabilir ancak çoğu ekonomide politika faiz oranları zirvede veya zirveye yakın görünüyor." diye konuştu. Lombardelli, küresel ekonomideki mevcut sorunlar nedeniyle tüm ülkelerin giderek artan harcama baskılarıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Bunun da ötesinde, düşük gelirli ülkelerde borç sıkıntısının artması da endişe verici. Bu artış, kredi sağlayan tüm ülke ve kurumların borç yüklerinin sürdürülebilir olmasını sağlamak ve kalkınmanın önündeki önemli aksaklık riskini azaltmak için ortak harekete geçmelerini özellikle acil hale getiriyor." dedi. Türkiye ekonomisindeki son gelişmeleri ve atılan adımları da değerlendiren Lombardelli, OECD'nin geçen ay yayınladığı ekonomik görünüm raporunda, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4,3 büyüyeceğini ve 2024'te büyümenin yüzde 2,6'ya çekileceğini öngördüklerini anımsattı. Daha sıkı mali koşullar, mali konsolidasyon ve yüksek enflasyonun hane halkı tüketimini yavaşlatmasını beklediklerini dile getiren Lombardelli, "Ancak bu yılın başında yaşanan depremlerin ardından devam eden yeniden inşa faaliyetleri nedeniyle yatırım artışı yüksek kalacak. Enflasyon ise aşağı yönlü bir seyir izleyecek ama yine de 2024'te enflasyonun yüzde 40 seviyesinde olacağını öngörüyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Lombardelli, ayrıca şunları kaydetti: "Yeni ekonomi yönetiminin mali konsolidasyona yönelik attığı adımlar ekonomiyi yeniden sürdürülebilir bir patikaya koymak açısından önemli. Bu tedbirler olmadan cari açık hızla artardı. Bu açıdan mali disiplinin yeniden tesis edilmesi önemli çünkü ihtiyatlı maliye politikası, Türkiye'de son 20 yıldır önemli bir dayanak oluşturdu. Merkez Bankası da enflasyon görünümünde önemli bir iyileşme sağlanana kadar para politikasını gerektiği kadar sıkılaştırmaya kararlı olduklarını söyledi. Bu, memnuniyetle karşılanan bir durum. Öte yandan, enflasyon inatla yüksek kalıyor. Yapısal reformlar, makroekonomik çerçeveyi istikrara kavuşturmaya ve uzun vadeli büyüme potansiyelini artırmaya yönelik mevcut çabaları destekleyebilir."