OECD: Türkiye, Hindistan’dan sonra eşitliğe en uzak ikinci ülke
Kadın erkek eşitliğinin iş hayatında tam olarak sağlanmasının Türkiye’nin ekonomik büyümesine 2060’a kadar yıllık yüzde 0,40 katkı sağlaması öngörülüyor. Raporda ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliğinin sadece ahlaki bir zorunluluk değil, aynı zamanda istihdamı artıran ve ekonomik büyümeyi destekleyen bir hedef olduğu vurgulandı. Pek çok OECD ülkesinde nüfusun yaşlandığının altı çizilen raporda azalan doğurganlık oranına da vurgu yapılarak, “Kadın istihdamını artırmak, önümüzdeki on yıllarda ekonomik büyümenin ve yaşam standartlarının korunmasında çok önemli bir faktör olabilir” ifadesine yer verildi. OECD, cinsiyet eşitliğinin ekonomiye nasıl bir katkı yapacağını ortaya koymak için yaptığı çalışmayı 9 Mayıs tarihinde açıkladığı global raporda paylaştı. Rapora göre OECD ortalamasında, iş gücüne katılım ve çalışma saatlerinde cinsiyetler arası eşitsizliğin eşzamanlı olarak kapanması, kişi başına düşen potansiyel GSYİH büyümesini yılda ek 0,23 puan artırabilir ve bu da 2060 için temel tahminine göre kişi başına GSYİH'de genel olarak yüzde 9,2'lik bir artışa yol açabilir. Rapora göre cinsiyet eşitsizliğinin en yoğun olduğu üç ülke: Meksika, Kosta Rika ve Türkiye’de, yılda yüzde 0,40'tan fazla ek GSYİH büyümesi görülebilir. Bu, 2060 için beklenenden yüzde 17 ila 20 daha yüksek ekonomik üretime karşılık geliyor. Cinsiyet eşitsizliğinin en düşük seviyede olduğu, Letonya, Litvanya ve Slovenya, cinsiyet eşitliğini tam olarak sağlarsa yıllık büyümeye yüzde 0,06 ila 0,08 puan ekleyebilecek. Bu 2060'da yüzde 2 ila 3 büyüme katkısına karşılık geliyor. OECD raporunda kadın erkek istihdamı karşılaştırmasında Türkiye erkekler lehine 35 puanı bulan farkla Hindistan’dan sonra eşitliğe en uzak ikinci ülke orak öne çıkıyor. Türkiye'de iş gücüne katılma oranı kadınlarda %28,0, erkeklerde ise %62,8. Rapora göre ayrıca OECD ülkeleri ortalamasında, eğitim seviyeleri daha düşük olsa bile erkeklerin istihdamı 2021 yılında kadınlara göre yüzde 10,4 daha fazla oldu.