Yatırım gurusu Marc Faber'den Türkiye analizi
77 yaşındaki İsviçreli Yatırım gurusu Faber, küresel ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu. Türkiye’nin gelişen ekonomiler arasında yatırımlar açısından cazip destinasyonlardan biri olarak öne çıktığına işaret eden Faber, “Türkiye’ye ilişkin olarak iyimserim. 2021 yılının sonu 2022 yılının başından bu yana bu iyimserliğimi koruyorum.” ifadesini kullandı. Faber, mevcut varlık fiyatlarının potansiyel yatırımcılar açısından Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde fırsat oluşturabileceğini belirterek, yaşanan küresel gelişmelerin ışığında yatırımcılara portföylerini ülkeler, bölgeler ve varlıklar arasında mümkün olduğunda çeşitlendirerek riskleri dağıtmaları tavsiyesinde bulundu. The Gloom, Boom & Doom Report'un yayıncısı ve editörü Faber, “Latin Amerika, Kolombiya, Brezilya ve Arjantin piyasaları cazip. Oldukça ucuz. Nijerya, Pakistan, Sri Lanka piyasaları oldukça ucuz.” ifadelerini kullandı. Faber ayrıca Hong Kong ve Çin hisse senedi piyasalarında yatırımcılar için alternatif fırsatların olduğunu da belirtti. Marc Faber, küresel ekonomik görünüme ilişkin olarak, enflasyonist baskıların ve artan yaşam pahalılığının temel sorun olarak öne çıktığını ve küresel ekonomiye ilişkin görünümün pozitif olmadığını dile getirdi. Dünyada son üç yıl içerisinde hayat pahalılığının çok net bir şekilde halkın gelirlerindeki artışın üzerinde yükseliş gösterdiğini dile getiren Faber, "Halk artık daha yüksek faiz, daha yüksek kira ödüyor.” dedi. Faber, Hindistan ve benzeri birkaç ülke haricinde halkın yaşam standartlarının son birkaç yıldır ciddi şekilde düşüş kaydettiğinin altını çizerek, “Küresel ekonomik görünüm pek olumlu değil. ”ifadesini kullandı. Küresel para politikalarını da değerlendiren yatırım uzmanı Faber, ABD Merkez Bankası Fed’in politika faizini artırıp, bilançosunu daraltarak dünyayı neredeyse küresel bir finans krizine sürüklemek üzere olduğunu, fakat daha sonra bankaların borçlanmasına destek olunarak durumun kontrol altına alınabildiğini belirtti. Faber, küresel likidite fazlasına dikkati çekerek, “Evet politika faiz oranları yüksek. Fakat (piyasalarda) halen çok fazla likidite var.” değerlendirmesinde bulundu. Yatırım fırsatlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Faber, “İnanıyorum ki, gelecek iki yıl boyunca hisse senedi yatırımlarını dikkatli şekilde seçen yatırımcılar için piyasalarda yatırım fırsatları mevcut.” ifadesini kullandı. Faber, küresel politika faiz oranlarını artmaya devam etmesini beklediğini belirterek, genel olarak 1981 yılında küresel faiz oranlarının zirve yaptığını, gelişmiş Batı ekonomilerinde ve Japonya’da o dönemden 2020 yılına kadar ise eğilimin faizlerin düşüşü yönünde olduğunu söyledi. Marc Faber, “Bence 2020 yılında küresel politika faizleri taban seviyesini gördü. Merkez bankaları tarafından yapay şekilde düşürülen faizlerin esas olarak 40 yıllık düşüş döneminin ardından yaklaşık 40 yıllık bir yükseliş yaşaması gerekir. En azından 20 yıllık yüksek faiz dönemi oluşacaktır.” değerlendirmesinde bulundu. Faber, küresel politika faizlerindeki oynaklığı genel anlamda varlık fiyatlarının görünüm ve performansı açısından olumlu olmadığını da belirtti.