Davranışsal finans nedir? Geleneksel finans teorileriyle arasındaki farklar nelerdir?

Bireyler yatırım kararı alırken duyguların, varsayımların ve kişisel bakış açılarının etkisiyle hata yapmaya eğilimlidir. Bu açıdan bakıldığında yatırımcıların ruh hallerindeki değişimler, bazı yanlış kararlar alınabileceğini göstermektedir. Bu durum ise bireylerin davranışlarının incelenmesini gerekli kılmaktadır.
Yatırım dünyasının karmaşık ve dinamik bir yapıya sahip olması da davranışsal finans olarak adlandırılan bir kavramın ekonomi literatürüne girmesine destek olmuştur.

Bu kapsamda davranışsal finans, yatırımcıların neden sıklıkla gerçekler yerine kişisel önyargılara dayalı kararlar aldıklarını açıklamaya odaklanır.

Reddit, Gamestop, Robinhood ve Melvin Capital hikayeleri de irrasyonel, önyargılı ve duygusal yatırımcıların piyasaları nasıl hareket ettirdiğine dair önemli örnekler sunmaktadır.

Bu sebeple bu makalede davranışsal finansın ne olduğunu anlamaya çalışacak ve yatırımcıların yatırım kararları üzerindeki yaygın hatalarını örneklendirerek, bu hatalardan kaçınmak için alınabilecek önlemleri paylaşacağız.

Özünde finansal piyasalardaki verimsizliği ve yanlış fiyatlandırmayı tanımlamakla ilgilinen bu kavram, insanların ve finansal piyasaların her zaman rasyonel olmadığını ve aldıkları kararların genellikle hatalı olduğunu göstermek için deneyler ve araştırmalar yapar. Bu kapsamda davranışsal finans, duyguların ve önyargıların varlık fiyatlarını nasıl yönlendirdiğini merak eden bireyler için bazı açıklamalar sunar.

Öte yandan bu kavram altında deneyimli yatırımcıların bile neden alım satımlarda hatalı karar verdikleri gibi konular incelenir. Hatta hisse senedi kısaltmalarının alfabede ilk sırada yer alması halinde şirketlerin piyasada sahip olduğu avantaj ya da hava durumunun piyasa değerleri üzerindeki etkisi gibi anomaliler de bu kavram kapsamında incelenir. Bunların yanında sistematik hataların ve önyargıların belirli durumlarda öngörülebilir bir şekilde tekrar ettiği durumlar da tespit edilerek, insanların ne zaman ve nasıl hata yaptıklarını anlamak için bir çerçeve sunulmaktadır.

İlk olarak 1970-1980'lerde psikolog Daniel Kahneman, Amos Tversky ve Robert J. Shiller'in çalışmalarıyla ortaya çıkmış davranışsal finans son on yılda ise ekonomik psikolojiden etkilenen davranışsal ekonominin bir alt alanı olarak akademik ve finansal topluluklar tarafından da benimsenmiştir.

Yatırımcıların psikolojik faktörlerin etkisi altında nasıl hareket ettiklerini anlamaya çalışan bu kavram altında geleneksel finans teorilerinin ötesine geçilerek yatırımcıların neden rasyonel olarak hareket etmediği bazı ilkelere dayalı olarak incelenir. Buna göre davranışsal finansın inceleme alanına giren bazı faktörler şunlardır:

Duygusal kararlar: Davranışsal finans, yatırımcıların kararlarını etkileyen duygusal faktörleri öne çıkarır. Örneğin, piyasada bir düşüş yaşandığında, yatırımcılar genellikle panikleyip ellerindeki varlıkları satma eğiliminde olabilir. Bu durum ise davranışsal finansın temel inceleme alanlarından birini oluşturmaktadır.

Risk algısı: Kayıplardan kaçınma eğiliminde olan yatırımcıların davranışları da davranışsal finansın ilgi alanına girmektedir. Buna göre yatırımcılar, genellikle potansiyel bir kayıptan kaçınmak amacıyla daha güvenli varlıklara yönelme eğilimindedir. Ancak bu strateji uzun vadede daha düşük getirilere sebep olabilmektedir.

Anlık tatmin: Davranışsal finans, zaman tercihlerini de değerlendirerek anlık memnuniyetle uzun vadeli kazanç arasındaki dengeyi inceler. Yatırımcıların genellikle kısa vadeli kazançlara odaklanma eğiliminde olması onların uzun vadeli kazançları kaçırmasına yol açmaktadır.

Bilginin kullanılması: Yatırımcıların finansal kararları, sahip oldukları bilgilere dayanır. Davranışsal finans ise yatırımcıların bilgiye erişimini ve bu bilgileri nasıl kullandıklarını inceleyerek, karar alma süreçlerini anlamaya çalışılır. Bu sebeple bilgiye erişim ve erişilen bilginin kullanılması da davranışsal finansın öne çıkardığı durumlar arasında yer almaktadır.

Psikolojinin varlık fiyatlarını yönlendirdiği fikri, fiyatlamalarda finans piyasalarının etkin olduğu fikriyle ters düşmektedir. Ancak, internet balonunu ve ardından gelen çöküşü yaşamış olan herkes için etkin piyasa teorisini kabullenmek oldukça zordur. Bu kapsamda davranışsal finans, duyguların ve önyargıların hisse fiyatlarını nasıl yönlendirdiğini merak eden yatırımcılar için ilgi çekici açıklamalarda bulunmaktadır.

Bu finans teorisini benimseyenler, irrasyonel davranışın olağan olduğunu savunmaktadır. Bu kapsamda araştırmacılar, basit deneyler yaparak finans dışındaki irrasyonel davranış örneklerini incelemektedir. Böylelikle davranışsal finans teorileriyle davranışın rasyonel beklentilerden nasıl, ne zaman ve neden saptığı gösterilerek herkesin daha rasyonel kararlar almasına yardımcı olacak bir plan sunulmaktadır.

Bu plan ise yatırımlar ve riskler konusunda yatırımcıların insan duygularından, önyargılarından ve zihnin bilişsel sınırlamalarından arındırılarak hareket etmesine destek sağlamayı amaçlamaktadır.

Davranışsal finansla ilgili gelişmeleri takip etmek, yatırımcıların karar alma süreçlerini iyileştirmelerine yardımcı olacaktır. Öte yandan duygusal tepkiler anlamaya çalışıldığında yatırımcıların duygusal zekaları daha dirençli hale gelecek ve stresli durumlarla başa çıkma yeteneği artacaktır.

Davranışsal finans prensiplerine hakim olmak ayrıca uzun vadeli hedeflere odaklanmanın önemini vurgulayarak yatırımcıların kısa vadeli dalgalanmalara odaklanmak yerine uzun vadeli finansal hedeflere odaklanmasını sağlayacak ve yatırımcılara daha geniş bir perspektif kazandıracaktır.

Özetle davranışsal finansın temel prensiplerini anlamak, yatırımcıların önyargılardan arındırılmış bir şekilde daha bilinçli ve başarılı finansal kararlar almasına yardımcı olacaktır.

Yatırım yapmak her zaman riskleri bünyesinde barındırmaktadır. Ancak çoğu insanın bilmediği şey, yatırımların performansının geleneksel ve davranışsal finansa ilişkin gelişmelerden etkilendiğidir.

Bu iki kavram arasındaki temel farklar ise şunlardır:

Geleneksel finansta yatırımcı ve piyasa rasyoneldir. Geleneksel finans teorisine göre yatırımcılar sahip oldukları tüm bilgileri toplayarak, bu veriler sayesinde kararlarını almalıdır. Bu nedenle geleneksel finans, yatırımcıların finansal kararlarını duygulara göre vermediğini ifade eder. Davranışsal finansta ise psikoloji, insanların finansal kararları veya yatırımları nasıl aldıkları konusunda kritik bir rol oynar. Buna göre davranışsal finans, insanların irrasyonel olduğunu ve kendi duygularımızın ve önyargılarımızın yatırım kararları almada rol oynadığını açıklar. Davranışsal finans prensiplerine göre yatırımcılar kararlarını korku, aşırı güven, içgüdü ve geçmiş deneyimlere dayandırabilir. Örneğin, bir yatırımcı iki şirkete yatırım yapma konusunda kararsız kaldığında geleneksel finans teorisine göre elindeki bilgileri kullanarak yatırım yapacak ancak davranışsal finans teorilerine göre her zaman bildiği şirkete yatırım yapacaktır.

Öte yandan, geleneksel finans teorisine göre yatırımcılar sınırsız bilgi ve mükemmel veriye sahiptir. Yatırımcı bu bilgileri dikkatlice işleyerek tam bir rasyonalite içerisinde karar verir. Ancak davranışsal finans teorilerine göre yatırımcılar sınırlı rasyonelliğe sahiptir yani birey tüm bilgiyi işleyemez. Bilgi ne kadar doğru olursa olsun, yatırımcılar yine de kararlarında hata yapma eğilimindedir.

Geleneksel finans ayrıca piyasanın etkin olduğunu ve finansal piyasanın gerçek değeri temsil edebileceğini belirtir. Ancak davranışsal finans, piyasanın değişken olduğuna ve bu nedenle piyasa anomalileri olduğuna inanır. Burada yatırımcılar mükemmel bir öz kontrole sahip değildir, bu nedenle sınırlamalar mevcuttur.

📌Onaylama Önyargısı

📌Kayıptan Kaçınma

📌Aşırı Güven Önyargısı

📌Geçerlilik Önyargısı

📌Çıpalama Önyargısı

📌Sürü Zihniyeti Önyargısı

📌Belirsizlikten Kaçınma

Yukarı listelenen önyargıları ve hataları kapsayan durumlara ise davranışsal finans bazı çözümler getirmektedir. Buna göre bu çözüm yollarından başlıcaları şunlardır:

Aşırı alım satım yapmamak: Yatırımcılar arasında yaygın bir hata, aşırı alım satım yapma eğilimidir. Piyasada anlık dalgalanmalara tepki göstermek, uzun vadeli stratejilerin göz ardı edilmesine neden olabilir. Çözüm olarak, yatırımcılar planlı ve disiplinli bir ticaret stratejisi oluşturmalı ve duygusal tepkilere kapılmaktan kaçınmalıdır.

Sürü davranışına dahil olmamak: Birçok yatırımcı, diğer yatırımcıların kararlarına göre hareket etme eğilimindedir. Ancak sürü davranışı, genellikle büyük kayıplara yol açmaktadır. Bu sebeple yatırımcılar, kendi araştırmalarını yapmalı ve analiz yeteneklerini güçlendirmeye çalışmalıdır.

Geçmişe bağlı kalmamak: Geçmişteki başarılar, gelecekteki getirilere dair güvenilir bir gösterge değildir. Bu sebeple yatırımcılar, bir varlığın geçmiş performansına dayanmak yerine gelecekteki potansiyelini değerlendirmek için temel ve teknik analiz yöntemlerini kullanmalıdır.

Çeşitlendirme ve portföy yönetimi: Yatırımcılar yüksek kar elde edebilmek için genellikle tek bir varlık sınıfına odaklanma hatasına düşebilir. Ancak, portföyünü çeşitlendirmek ve riskleri yönetmek, uzun vadeli başarı için önemlidir.

Davranışsal finans nedir? Geleneksel finans teorileriyle arasındaki farklar nelerdir?