Devalüasyon Nedir, Nasıl Yapılır? Nedenleri ve Sonuçları
İthalat Pahalılaşır; İthal girdilerin, mal ve hizmetlerin fiyatı devalüasyon oranı kadar yükselir bunun sonucunda ithalat azalmaya başlar. İhracat Daha Cazip Hale Gelir: İhraç edilen ürünlerin birim fiyatının diğer para birimleri cinsinden ucuzlaması, dış piyasalarda rekabet gücünü artırır ve sonuç olarak ihracat artmaya başlar. Cari Açık Azalır; İthal girdilere bağımlılığın daha az olduğu ve üretim seviyesinin iç ve dış talebi karşılamaya yeterli düzeyde olduğu durumlarda cari açık küçülmeye başlar.Enflasyon Yükselir: Ülke ekonomisinin ithal girdilere olan bağımlılığı, yani temel ihtiyaç maddelerinin, yatırım ve ara mallarının toplam ithalat içindeki payı, ithalatın milli gelire oranı ve devalüasyon oranına bağlı olarak enflasyon artar. Faizler Yükselir; Devalüasyonun etkisiyle artan enflasyonun dizginlenmesi amacıyla faiz oranları artırılır. Ekonomi Yavaşlar; Faiz oranlarının artmasıyla yükselen kredi maliyetleri, ekonomik faaliyetlerde yavaşlama ve durgunluğa neden olur. Tüketim harcamaları ve yatırımlar kısılır, yatırımcılar sermaye mallarının ithalatının pahalılaşması nedeniyle yeni yatırımlar yapmaktan kaçınır.Bütçe Açığı Artar; Döviz kurlarındaki artış nedeniyle zorunlu ithal girdilerin maliyetleri ve döviz cinsinden dış borçların geri ödeme maliyetleri artacağı için bütçe açığı büyür.İhracatı Artırmak; Ulusal para biriminin, diğer ülkelerin para birimleri karşısında devalüe edilmesi ihraç ürünlerinin dış piyaslardaki rekabet gücünü artırarak ihracatın artmasına destek sağlar. Dış Ticaret Açığını Azaltmak; Devalüasyonla ulusal para biriminin diğer paralar karşısındaki satın alma gücü gerilediği için daha pahalı hale gelen ithal ürünlere olan talep daralır. İhracatın artması ve ithalatın azalması dış ticaret açığının azalmasına yol açar. Dövize Olan Talebi Azaltmak; İthalatın azalması ve ihracatın artmasının yanısıra , ucuzlayan varlık fiyatlarının yabancı sermaye girişini teşvik etmesi sonucunda cari açığın finansmanına bağlı döviz talebi azalır. Enflasyonu Düşürmek; Finanse edilemeyen cari açığın kur üzerinde yarattığı baskıdan kaynaklanan talep kaynaklı fiyat artışları göreceli olarak dizginlenebilir.
Bir şeyin değerinin düşmesi anlamına gelen latince kökenli “dévaluation” kelimesi, ekonomide bir ülkenin ulusal parasının resmi değerinin, diğer para birimleri karşısında düşürülmesi anlamına gelir. Sabit veya çıpalı kur rejimi uygulayan ülkelerde ulusal paranın değeri, hükümetler tarafından kontrol edilir ve makroekonomik gelişmelere göre diğer ülkelerin para birimlerine göre yeniden belirlenir. Ulusal para biriminin diğer ülkelerin para birimleri karşısındaki değerinin belirli bir oranda düşürülmesine devalüasyon, yükseltilmesine ise revalüasyon adı verilir. Tam dalgalı kur rejimi uygulanan ülkelerde ulusal paranın değeri piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenir, müdahaleli /bant içi dalgalı kur rejimi uygulayan ülkelerde ise merkez bankaları döviz alıp satmak yoluyla piyasalara müdahale ederek ulusal para birimlerinin değerini belirli bir aralıkta kontrol etmeye çalışırlar. Bir ülke yönetimi o ülkenin ulusal para biriminin değerini diğer ülkelerin para birimleri karşısında belli bir oranda düşürdüğünde ulusal para birimi o oranda devalüe edilmiş olur. Bu durumu devalüe etmek denir. Sabit veya çıpalı kur rejimi uygulanan ülkelerde ulusal para birimi, çıpalandığı rezerv para birimine karşı (genellikle ABD doları veya euroya) devalüe edildiğinde, söz konusu para biriminin diğer para birimleri karşısındaki değeri çapraz kurlara göre hesaplanır. Örneğin, 1 Bahreyn Dinarı 2,65 ABD dolarına çıpalandığında, euro/ Bahreyn dinarı paritesi ABD doları /euro paritesi üzerinden hesaplanır. Devalüsyon bir anlamda, ülkenin bozulan makroekonomik dengelerine bağlı olarak, ulusal para biriminin zaman içinde azalan iç ve dış satın alma gücünün gecikmeli olarak kurlara yansıtılmasıdır. Tam dalgalı kur rejimlerinde paranın piyasada oluşan arz talep dengesine bağlı olarak zaman içinde değer kaybettiğinde oluşan makroekonomik etkilerden farklı olarak, kurlarda ani ve hızlı düşüşe neden olan devalüasyon piyasalarda şok etkisi yaratarak ekonomik daralma veya durgunluğa yol açabilir. Devalüasyon genel olarak bir ülkenin ithal mallarını satın alma gücünü azaltırken, ithal girdilere bağlı olarak enflasyonu yükseltir ve ihraç edilen malların döviz cinsinden birim fiyatını düşürür. Devalüasyonun uzun dönemli etkileri, devalüasyon oranı, ülkenin ekonomik yapısı, ve ulusal paranın aşırı değersiz ve aşırı değerli hale gelmesiyle yakından ilgilidir. Bir ülkenin ulusal parası devalüe edildiğinde; Ekonomide J-eğrisi,ticaret dengesinin başlangıç noktasından daha yüksek bir değere gelmeden önce para biriminin devalüasyonu ile kötüleştiği durumdur. J-eğrisi etkisi genellikle ticarette gözlemlenir. Zayıf para başlangıçta daha maliyetli ithalatlara ve daha ucuz ihracata dönüşürken, ülkenin ihracatının artık daha ucuz olması nedeniyle, daha düşük fiyatlı seçenek için dış talep artışı ile yükselmeye başlar. Bunun sonucunda ticaret dengesi öncekinden daha yüksek bir seviyeye çıkar. Bir ülkede üretimi yapılan bir malın döviz karşılığında yurt dışına satılmasına ihracat adı verilir. İhracat, ekonomik transfer işlemlerinin en eski biçimlerindendir. İhracat bir ülkenin ekonomik gelişimi açısından büyük önem taşır. Bir malın yurt dışına ticareti yapılırken ihracat mevzuatı ve gümrük mevzuatına uygun olması gereklidir. Yabancı ülkeye mal göndermek anlamına gelen ihraç, aynı zamanda ilişkisi kesilmek ve çıkarılmak anlamına da gelmektedir. İhracat yapmak için öncelikle ilgili ülkenin gümrük mevzuatı, ithalat vergileri, ithalat kotaları ve ticaret bariyerleri hakkında bilgi sahibi olunması gerekir. İhracat yapabilmek için gerekli yasal zorunluluklar bulunmaktadır. Öncelikle bir ihracatçı birliğine kayıt olunması ve gümrük müşaviri yetkilendirmesi ihracat yapabilmek için yerine getirilmesi gereken yasal zorunluluklardır. Bir ülkeye başka ülkelerden alınan malı temsil eden kelimedir. Sabit veya çıpalı kur rejimi uygulayan ülkelerde ulusal para biriminin değeri piyasa güçleri tarafından değil, ülkelerin hükümetleri tarafından belirlenir ve kontrol edilir. Ülke yönetimi, ulusal paranın yabancı paralar karşındaki resmi değerini, yüksek cari açık ve benzeri gibi çeşitli nedenlerle düşürmeye karar verdiğinde o ülkenin merkez bankası ulusal paranın (genellikle ABD doları veya euro karşısındaki) resmi değerini belirli bir yüzde oranında düşürür ve orada sabitler. Bir sonraki devalüasyona kadar, tüm resmi işlemlerde, ülkenin merkez bankası tarafından ilan edilen yeni parite esas alınır. Devalüasyon olabilmesi için sabit kur rejiminin uygulandığı bir ülkede hükümetin kararıyla ulusal para biriminin değerinin çıpalandığı temel para birimine karşı belirli bir yüzde oranında düşürülmesi gerekir. Değer kaybı ise dalgalı kur rejimi uygulayan ülkelerin ulusal para birimlerinin piyasada oluşan arz ve talep dengesine bağlı olarak diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesidir. Cari açığın genellikle yüksek seyrettiği ülkelerde, cari açığın finansmanı için ihracat ve yabancı yatırım ve sermaye girişi gibi yollarla yeterli döviz girişi sağlanamadığı zaman döviz kurları üzerinde yukarı yönde baskı oluşur. Devalüasyon yoluyla, ithalatın pahalılaşması ve döviz çıkışının azalması, ihracatın cazip hale gelerek döviz girişinin artması sağlanarak dış ticaret açığının düşürülmesi ve döviz cinsinden ucuzlayan varlık fiyatlarının yabancı yatırımları ülkeye çekmesi hedeflenir. Bu şekilde devalüasyon neden yapılır sorusunun cevabını açıklamış olduk. Devalüasyon yüksek cari açığın finanse edilmesindeki güçlüklerden kaynaklanan sorunların çözülmesi için kullanılan bir ekonomik politika aracıdır. Devalüasyon sonuçlarında; ideal olarak döviz talebinin azalması ve cari açığın kapatılması amacına hizmet eder. Ancak, ülkenin üretim kapasitesi artan iç talep ve ihracatı karşılamaya yetecek kadar artırılamıyorsa ve üretim yapısı büyük ölçüde ithal girdilere dayalı ise devalüasyonun hedefine ulaşması zorlaşır. Ülke ekonomisi petrol ve doğal gaza bağımlı ise ithalat ekonomik daralmaya paralel olarak kısmen azalabilir ancak ithalata ödenen döviz artmaya devam eder. Ayrıca, global ekonomik gelişmelere bağlı olarak fiyat düşüşlerine rağmen ülkenin ihraç ürünlerine olan talepte bir artış olmazsa umulan ihracat artışı gerçekleşmeyebilir. Bir ülkenin ulusal para biriminin devalüasyonla belirlenen değerinin, olması gerekenin çok altında veya çok üstünde olması da devalüasyonun hedefine ulaşıp ulaşmayacağı konusunda belirleyicidir. Doğru yönetilmeyen devalüasyon süreci, ülkelerin yaşadıkları ekonomik sorunlara çözüm getirmek yerine çok tehlikeli olabilecek sonuçlar doğurabilir. Örneğin, süreci doğru yönetemeyen ve enflasyon – devalüasyon kıskacına giren Venezualla’da enflasyon birkaç yıl içinde %500.000 gibi kontrol edilemez seviyelere yükseldi. Türkiye’de devalüasyon ne zaman oldu sorusunun cevabına şu şekilde cevap verilebilir: 1923’ten 24 Ocak 1980 kararlarına kadar sabit döviz kuru rejimi, 1980 - 2001 yılları arasında da müdahaleli kur rejimi uygulandı. 2001 yılında resmi olarak tam dalgalı kur rejimine geçildiğinin açıklanmasına rağmen Türkiye’de tam dalgalı döviz kuru rejimi uygulandığı söylenemez. TCMB, kurlarda aşırı hareketlerin yaşandığı durumlarda TL’nin değerinin ABD doları ve diğer temel para birimleri karşısında belirli bir aralık içinde dalgalanmasını sağlamak için döviz alım satımı yaparak zaman zaman piyasaya müdahale ediyor. Türkiye’de, 1923 – 2001 yılları arasında çok sayıda devalüasyon yapıldı. Cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılında Dolar/ TL paritesi 0,75 TL idi. Türk Lirası, dolar karşısında ilk kez 1940 yılında %48 oranında devalüe edildi ve Dolar /TL paritesi 1,11 TL’ye yükseldi, Parite daha sonra 1946’da 2,82’ye, 1958 yılında 9 TL’ye, 1970 yılında da 9 TL den 15 TL’ye yükseldi. Devalüasyonlar, izleyen yıllarda daha da sıklaştı. 1980 yılında TL %49 oranında devalüe edildi ve ABD doları /TL paritesi 35 TL’den 70 TL’ye yükseldi. Daha sonra yapılan müdahalelerle ABD doları /TL paritesi 1994 yılında 15.000 TL’ den 40.000 TL’ye ve 2001 yılında da 650.000 TL’den 1,5 milyon TL’ye yükseldi. Geçmişte bir çok ülkede ekonomik yıkımlara neden olan çok sayıda devalüasyon yapılmış. Bunların arasında en çok öne çıkanlar: 2008 -2009 Zimbabwe Doları;. 2008 Eylül ayında 1,000 ZWD olan ABD doları / Zimbabe doları (ZWD) paritesi, hiper enflasyon nedeniyle 2009 Şubatında 300 trilyon ZWD’ye yükseldi. 1923 Alman Markı; 1914 yılında ABD doları / Alman Markı (DM) paritesi 4 DM iken, savaşın getirdiği ekonomik yüklerin etkisiyle parite 1920’de 70 DM’ye ve 1923 yılının sonunda ise 4 trilyon DM’ye yükseldi. Devalüasyonun ülke ekonomisi üzerinde hiperenflasyona varan kalıcı ve yıkıcı etkiler yaratabilir ve Venezualla örneğinde olduğu gibi ülkeyi kısa sürede içinden çıkılmaz bir enflasyon-devalüasyon sarmalına sürükleyebilir. Bu nedenle iç ve dış koşullar zorlamadıkça genellikle devalüasyon sık başvurulan bir yöntem değildir. Devalüasyon yapılması gerektiğinde ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum, ithalat, ihracat, üretim ve tüketim dengeleri ve dış borç yükü gibi faktörlerin dikkate alınması, doğru zamanlama yapılması ve tüm sürecin titizlikle ve doğru olarak yönetilmesi gerekir. Devalüasyon özellikle hızla yükselen enflasyonun kontrol altına alınması ve döviz cinsinden dış borç yükünün geri ödenmesinde zorluklar gibi sorunları da beraberinde getirir. Makalede Geçen Terimler ve Anlamları Ekonomi ile ilgili olan, ekonomik anlamına gelir. İktisadi durum ise mal ve hizmet üretimi, tüketimi, para arzı ve kaynakların kullanımı durumunu ifade eder. Üretildiği ülkeden alınıp bir başka ülkeye getirilen mal veya hizmettir. Sabit kur, bir ülkenin ulusal para biriminin bir başka ülkenin para birimi karşısındaki değerinin sabitlendiği döviz kurudur. Mal ve hizmetlerin ticari amaçla bir başka ülkeye gönderilmesidir. İhracat sözlük anlamına burada ulaşabilirsiniz. Bir ülkenin ulusal para birimi dışındaki para birimleri arasındaki döviz paritelerdir. Mal ve hizmetlerin ticari amaça başka bir ülkeye getirilmesidir. Fiyatların genel düzeyinin yükselmesi ve bunun sonucunda paranın satın alma gücünün düşmesidir. Bir para biriminin, satın alabildiği mal ve hizmet miktarı cinsinden ifade edilen değeridir. Bir ülkede enflasyon yükseldiğinde o ülkenin para biriminin iç satın alma gücü azalır. Bir para biriminin diğer para birimleri karşısındaki değeri düştüğünde dış satın alma gücü azalır.