En çok altın rezervine sahip 10 ülke: Merkez bankaları altınlarını nerede saklıyor?

Altın, yüzyıllardır bir değişim aracı olarak ülkelere ve bireylere hizmet etmiştir. 17. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar da hükümetler tarafından çıkarılan kağıt paralar, altın cinsinden ifade edilmiş ve bir altın standardı çevresinde ekonomide önemli bir yere sahip olmuştur.
Altın ayrıca ilaç, mücevher ve elektronik sektöründe kullanılan bir emtiayı temsil ederek, kurumsal ve bireysel yatırımcılar için de enflasyon veya durgunluktan korunma yöntemi olarak dikkat çekmiştir.

Altının geçmiş yıllarda uluslararası ticarette de sıklıkla kullanılması ise ülkelerin hem ekonomik hem de siyasi nedenlerle bir altın rezervi bulundurmasını zorunlu kılmıştır.

Günümüzde hiçbir hükümet itibari para birimini altın ile desteklemek zorunda olmasa da, yine de hükümetler hiperenflasyona ya da jeopolitik risklere karşı hala altın rezervlerini artırmayı amaçlamaktadır.

Dünyanın en büyük ekonomileri de bu kapsamda kasalarında altın saklamaktadır. Bu sebeple yazımızın devamında dünyanın en çok altın rezervine sahip ülkelerini inceleyecek, bu ülkelerin altın rezervlerini artırmaktaki temel motivasyonlarını ortaya koymaya çalışacağız.

Ülkelerin altın rezervlerini incelemeden önce tanımsal olarak altın rezervinin ne olduğunu incelememiz daha doğru olacaktır. Buna göre altın rezervleri, merkez bankalarının ekonomilerini risklerden korumak amacıyla elinde tuttuğu altınları temsil etmektedir.

Merkez bankaları bu altın rezervlerini ise genellikle yeraltında, yüksek güvenlikli tesislerde saklamaktadır. Bu ise merkez bankalarının altınlarına belirli kişiler dışında erişimin mümkün olmadığını göstermektedir.

Merkez bankaları, para biriminin değerini korumak ve ülkenin karşılaşabileceği riskleri en aza indirebilmek amacıyla altın rezervi tutmaktadır. Bu rezervler ulusun zenginliğinin bir göstergesi olduğu gibi aynı zamanda ülke varlıklarının risklerden korunmasına da imkan tanımaktadır.

Dünya Altın Konseyi de 2020 yılı sonunda, özellikle ulusal rezervler için fiziki altın alımlarının son 50 yılın en yüksek seviyesinde olduğunu bildirmiştir.

Birçok ülke ise rezerv fonlarını son on yıldaki ekonomik belirsizlik ve çalkantı sonucunda, varlıkların bir karışımı olacak şekilde çeşitlendirmiş ve altın alımında istikrarlı bir büyüme yakalamıştır. Böylelikle altın rezervlerinin toplam rezervler içerisindeki payı da artış göstermiştir.

Enflasyon ve jeopolitik risklerin altına olan ilgiyi artırması, merkez bankalarının mevcut altın stokunun da merak edilmesine yol açmaktadır. Özellikle resesyon beklentilerinin arttığı dönemlerde küresel bir durgunluğa karşı merkez bankalarının nasıl hareket ettiği ise yatırımcılar için yol gösterici bir nitelik de taşımaktadır.

Bu sebeple yazımızın devamında merkez bankalarının altın rezervlerini ve bu rezervlerin hangi durumlarda değişiklik gösterdiğini inceleyeceğiz.

İşte dünyanın en çok altın rezervine sahip 10 ülkesi:



Gold reserves (Tonnes): 2022

Türkiye'nin 2020 ve 2021 yılında altın rezervlerini azaltması sonrasında listeye son olarak giren ülke Hollanda olmuştur.

Yakın tarihte Hollanda daha çok külçe altın satan bir ülke olarak dikkat çekerken, 2022 yılı sonlarına doğru başka satış yapmamış olması ve Türkiye'nin altın rezerv miktarını düşürmesi ise Hollanda'nın bu listeye girmesini destekleyen faktörler olarak gösterilmektedir.

Hollanda altınlarını ise özellikle 2014 yılına kadar New York’ta saklamaktaydı. Buna göre, o dönemlerde Hollanda’nın altınlarının %51'ine New York ev sahipliği yapıyordu. Ancak Hollanda, ilerleyen yıllarda altınlarının büyük bir kısmını ülkesine geri çekme kararı aldı.

Böylelikle Hollanda'nın toplam altın varlığının %20'si De Nederlandsche Bank'a geri gönderildi ve Hollanda’nın Amsterdam ve New York’ta tuttuğu altınlar böylelikle miktar olarak eşitlenmiş oldu.

Şu an Hollanda’nın kalan altınlarının bir kısmı İngiltere Merkez Bankası'nda (yaklaşık 110 ton) bir kısmı da Ottawa'da saklanmaktadır.

Hindistan, Çin'in ardından dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olarak bilinmektedir. Hindistan bu özelliğinin yanında aynı zamanda Çin'in ardından en büyük ikinci altın tüketicisi ülke olarak da kabul görmektedir.

Altının Hindistan'da yaygın olarak kabul görmüş bir yatırım ve değer saklama aracı olarak görülmesinin bir sonucu olarak ise Hindistan Metal ve Mineral Ticaret Şirketi (MMTC) bölgeye LBMA onaylı metal sağlamak için İsviçreli rafineri PAMP ile ortaklık kurmuştur.

Geçtiğimiz yıl ayrıca Hindistan, rezervlerine mütevazı bir artışla 6 ton külçe altın eklemiştir; bu miktar genel olarak finans piyasalarında düşük bir miktar olarak kabul edilse de, ülkede devam eden siyasi ve ekonomik istikrarsızlık göz önüne alındığında altın rezervlerinin artmış olması ülke rezervleri için önemli bir gelişme olarak kabul edilmektedir.

Hindistan altın rezervlerinin yarısından fazlasını ise kendi bünyesinde tutarken, geri kalan miktarı İngiltere Merkez Bankası ve İsviçre'nin Basel kentinde saklamaktadır.

Japonya uzun yıllardır hem bu sıralamadaki yerini hem de şu anda tuttuğu külçe altın miktarını değiştirmemiştir.

Buna göre Japonya, son olarak geleneksel politikası kapsamında düzenli altın alımını 2011 yılında Fukushima nükleer felaketinin ardından durdurmuş, ülke felaketin ardından ekonominin istikrara kavuşmasına yardımcı olmak için altın rezervlerinin bir miktarını satmasının ardından rezervlerinde önemli bir değişiklik yapmamıştır.

Japonya’nın altın rezervlerinde dikkat ettiği bir diğer nokta ise Japon Yeni olarak gösterilmektedir. Buna göre altın ve ABD Doları güvenli bir liman olarak kabul edilirken, Japonya Merkez Bankası da dönem dönem altın yerine dolar rezervlerini artırarak ülkesinin varlıklarını korumayı amaçlamaktadır.

Japonya gibi İsviçre de altın rezervlerinde son yıllarda önemli değişiklik yapmayan ülkelerden biri olarak gösterilmektedir.

İsviçre’nin bankacılık, vergi muafiyeti ve jeopolitik tarafsızlık gibi pek çok konuda fırsat ülke olarak kabul görmesi ise ülkenin karşı karşıya kalabileceği risklerin azalmasına yol açmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda bile Nazi altınlarının çalındığı söylentilerine rağmen İsviçre finansal sisteminin uluslararası ticareti kolaylaştırmaya devam etmesi ise ülkenin risklerinin diğer ülkelere nazaran daha az olduğunu teyit etmektedir.

İsviçre elindeki altın rezervlerinin ise %70’ini Bern'deki İsviçre Ulusal Bankası'nda tutarken, rezervlerinin %20'sini İngiltere Merkez Bankası'nda ve %10'unu da Kanada Merkez Bankası'nda bulundurmaktadır.

Çin eskiden altın çıkarma, çıkardığı altını satma ve ekonomisine kazanç sağlama politikasına sahip bir ülke olarak dikkat çekerken, son yıllarda ülke rezervlerinin altın olarak tutulan yüzdesi büyük Batı ülkelerini yakalamış durumdadır.

Asya'nın en önemli ekonomisi daha önce altın rezervlerine ilişkin bilgileri sadece 2000-2015 yılları arasında dört kez paylaşırken, son dönemlerde ise rezerv bilgilerini sıklıkla paylaşmıştır.

Buna göre Nisan 2019'da Çin Halk Bankası altın rezervlerine üst üste dört ay boyunca altın eklemiş ve bu süre zarfında fazladan 42,9 ton altın saklamıştır. Raporlama konusundaki eksiklikler ise Çin'in altın rezervlerinin gerçekte ne kadar olduğuna yönelik soru işaretlerini artırmaktadır.

Ancak paylaşılan bilgilere göre Çin, dünyanın en büyük altın rezervine sahip altıncı ülkesi olarak kabul edilmektedir.

Rusya ise 2019 yılında Çin'i geride bırakarak dünyanın en büyük altın rezervine sahip beşinci ülkesi konuma gelmiştir.

Rusya’nın üretim konusunda ise dünyanın en büyük üçüncü altın üreticisi olması dikkat çekmektedir. Rusya’nın bu hamlesinde ise bundan on yıl önce yavaş yavaş altın rezervini artırmaya başlayan Başkan Putin’in altın rezervlerini artırma programının etkili olduğu bilinmektedir.

ABD Doları'nın başlıca uluslararası rezerv para birimi olması ise sık sık ABD ile anlaşmazlık yaşayan Rusya Federasyonu’nun altına olan ilgisinin sebebini önemli ölçüde orta koymaktadır.

Ukrayna savaşı sonrasında pek çok yaptırımla karşı karşıya kalan Rus rublesinin zayıf performansı da ülkenin altın rezervlerine vermesi gereken önemin altını çizmektedir.

Fransa ise son altın satımları öncesinde listede üçüncü sırada yer almaktaydı. Ancak Ekonomi Bakanı Nicolas Sarkozy tarafından Fransa Merkez Bankası’nın harekete geçirilmesi sonrasında ülke listede dördüncü sıraya geriledi.

Buna göre Mayıs 2004'te Sarkozy altın satışlarını başlatmış ve Fransa'nın altın rezervlerini %20 oranında azalmıştı. Sarkozy’nin altın satımındaki temel amacı ise toplanan paranın döviz ve tahvillere yatırım yapılarak, Fransa'nın borçlarını azaltmak olmuştu.

Fransa altını ise Paris'teki Banque de France merkezinde tutmaktadır.

İtalya’nın ekonomisinde yaşanan volatilite İtalya'nın altın rezervlerinde ise kendini göstermemektedir. Buna göre ülkenin rezervleri dünyadaki en istikrarlı rezervlerden biri olarak kabul edilmektedir.

Buna göre, 20. yüzyılda ünlü bir ihracatçı ve Avrupa ticaretinin merkezi olarak kabul edilen İtalya’nın altın rezervleri 20 yıl önceki 1999'dan bu yana 2,452 milyon dolar seviyesinde sabit kalmıştır.

Son zamanlarda yaşanan ekonomik sıkıntılar ise ülkenin üretimini azaltmasına yol açmış ancak hala Avrupa'nın en büyük ihracatçılarından biri olduğuna işaret etmiştir.

Dünyanın en büyük ikinci altın rezervine sahip ülkesi Almanya'nın altınları ise üç yerde tutulmaktadır. Buna göre Frankfurt'un bankacılık bölgesindeki Deutsche Bundesbank merkezi, New York'taki Federal Reserve Bankası ve Londra'daki İngiltere Bankası kasaları rezervlerin tutulduğu yerler olarak bilinmektedir.

Soğuk Savaş nedeniyle Almanya'nın altınları ise o dönemlerde müttefik ülkelere tahliye edilmiştir. 2013 yılına gelindiğinde de Bundesbank ülkedeki altının %40'ından fazlasını geri alacağını açıklamıştır. Geri alınacağı bildirilen bu altınların ise %20'si ABD'nin, %20'nin biraz üzerinde bir miktar ise Fransa'nın elinde bulunmaktadır. Bundesbank bunu bilinçli bir politikanın ardından tamamlarken, bu politikada izlenilen şeffaflığın yatırımcılara ve kamuoyuna güven verdiğini savunulmuştur.

Banka altınlarının bir kısmını da şu an Frankfurt'taki Para Müzesi'nde halkın görebilmesi için sergilemektedir.

En fazla altın rezervine sahip ülke ise ABD'dir. İkinci sıradaki Almanya'dan 4,763.8 ton daha fazla altın rezervine sahip olan ABD'nin bu ölçüde rezerv tutması ise önemli derecede eleştiriler ile de karşılaşmasına yol açmaktadır.

ABD’ye yönelik eleştirilerin bir diğer temel sebebi ise şeffaflığın az olmasıdır. Buna göre, hem New York'ta hem de Fort Knox'ta tutulan külçe altının gerçekliğine ilişkin belgelerin kaybolduğunun bildirilmesi, belgelerin imha edilmiş olabileceğine yönelik pek çok soru işaretini gündeme getirmektedir.

İkinci eleştiri sebebi ise ABD rezervlerinde yabancı altın varlıklarının da dikkate alındığının iddia edilmesidir. Buna göre ülkenin genellikle güvenli bir liman olarak İngiltere, Fransa ve İsviçre gibi ülkelerin altınlarını da dahil ettiği öne sürülmektedir.

Ayrıca altının saflık konusu da ABD’de önemli bir eleştiri kaynağı olmaktadır. Buna göre ABD'nin altın rezervlerinin büyük bir kısmını eski alımlardan oluşması nedeniyle bazı uzmanlar, ABD'nin elindeki altınların kaliteli külçe olmadığına ve eritilip 24 ayar külçelere dönüştürülmeleri halinde toplam rezervin önemli ölçüde azalacağına inanmaktadır.

Bu 10 maddelik listenin dışında dünya altın rezervlerinde önemli bir yeri olan diğer ülke ise İngiltere’dir. Buna göre pek çok ülkenin altın rezervleri, İngiltere Merkez Bankası tarafından gizli bir yeraltı kasasında tutulmaktadır.

Bugüne kadar yaklaşık 310,3 ton altın bulunduran İngiltere Merkez Bankası, Suudi Arabistan'ın ardından Lübnan ve İspanya'nın önünde yer alarak dünyada 16. sırada bulunmaktadır.

İngiltere Merkez Bankası’nın diğer ülkeler adına altın rezervi tutması ise bazen ülkeler altınlarını geri almak istediklerinde sorun çıkarabilmektedir.

Bunun son örneği ise İngiltere ve Venezuela arasında gerçekleşmiştir. Buna göre, sosyalist hükümet Başkan Maduro yönetiminde başarısız olmuş ve İngiltere Merkez Bankası da Güney Amerika ülkesi adına tuttuğu altını iade etmeyi geciktirmiştir. Bazıları BoE'nin altını iade etmemesinin mantıklı olduğunu savunurken, diğerleri ise İngiltere Merkez Bankası'nın egemen bir devletin rezervlerini alıkoymaya hakkı olmadığını ve (komşu Brezilya gibi) Venezuela yönetimine ideolojik olarak karşı olan ABD hükümetinin etkisi altında hareket ediyor olabileceğini düşünmektedir.

Bu anlaşmazlıkların bir diğer örneğini ise Mart 2019 başında Londra'daki altınlarını geri çağırmak için resmi bir talepte bulunan Romanya'nın altınlarının iade edilmesi oluşturmaktadır.

Bu anlaşmazlıklara rağmen merkez bankalarının altınlarını farklı bir yerde saklamasının temel sebeplerinden biri ise swap avantajının olmasıdır.

Buna göre, İngiltere'de altını olan bir ülkenin, belirli bir süre için kolaylıkla pound ya da dolar değiş tokuşu yapabileceği bilinmektedir.

Ülkeler ise bu gibi bazı avantajları sebebiyle altınlarını genellikle İngiltere gibi ülkelerde saklamaktadır.

En çok altın rezervine sahip 10 ülke: Merkez bankaları altınlarını nerede saklıyor?