F/K oranı nedir? İdeal F/K oranı kaç olmalıdır?
Borsada işlem gören hisse senetlerini analiz etmek için yatırımcılar temel ve teknik analiz yöntemlerini sıklıkla kullanır. Kaynak: Multpl
Hisse senetlerinin analizinde kullanılan temel analiz yöntemlerinin başında ise oran analizi yöntemlerinden biri olan kâr çarpanı yöntemi gelir. Bu yöntem bazen bakkal hesabı olarak da nitelendirilir.
Kâr çarpanı ya da F/K oranı, hisse senedi analizinde yaygın olarak kullanılan ve bir şirketin hisse senedinin değerini, kazançlarıyla karşılaştırarak ölçen bir metriktir.
F/K oranı, bir hisse senedinin değerinin üzerinde mi yoksa değerinin altında mı fiyatlandığını yatırımcılara göstermeye yardımcı olur.
Buna göre, borsadaki her sektörün geçmişte işlem gördüğü fiyatlar ile temel değerleri arasında oluşan bir tarihi çarpan değeri vardır. Örneğin bir çimento şirketinin F/K’sı şu olmalı, bir demir çelik şirketin tarihi F/K’sı budur gibi yorumlar yapılabilir. Bu incelemeler ise yatırımcılara sektör ya da zaman bazlı olarak hisse senetlerini analiz etme imkanı sağlar.
Yatırımcılara hisse senedi alım satımında rehber görevi sunabilmesi amacıyla yazımızın devamında ise “F/K oranı nedir?”, “F/K oranı nasıl hesaplanır?”, “F/K oranı nasıl yorumlanır?”, “Fiyat kazanç oranına etki eden faktörler nelerdir?”, “İdeal F/K oranı kaç olmalıdır?”, “Borsada hisse analizinde F/K oranı neden önemlidir?”, “Hisse analizinde kullanılabilecek başlıca stratejiler nelerdir?”, “F/K oranının kullanımıyla ilgili temel çekinceler nelerdir?” gibi soruların cevaplarını paylaşacağız.
En basit haliyle F/K oranı, bir şirketin hisse fiyatının hisse başına net kazanca (kâr) bölünmesiyle hesaplanan bir finansal metriktir.
Bu metrik, hisse senedinin elde ettiği kâra göre fiyatını değerlendirilmeye yardımcı olur. Böylelikle hisse senetlerinin ucuz mu yoksa pahalı mı fiyatlandığına yönelik bir fikir elde edinilmiş olunur.
Bu metrik ile ayrıca yatırımcıların gelecekteki kazanç artışı beklentileri de incelenerek, mevcut kazançlara göre yatırımcıların bir şirket için ne kadar ödemek istedikleri de bulunmaya çalışılır.
Bir şirketin hisse fiyatının 150 dolar ve hisse başına kazancının 30 dolar olduğunu varsayarsak, burada F/K oranı 5 olurken; bu bize, hisselerin mevcut kazanç seviyelerinin beş katından işlem gördüğünü söyler. Yatırımcılar ise F/K oranı ne kadar yüksekse, hisseyi satın almanın nispeten daha yüksek maliyetli olduğunu düşünür.
Örneğin, Tesla 48,34 F/K oranıyla işlem görürken, sektör ortalaması 21,1 seviyesinde seyretmektedir. Bu ise yatırımcılara şirketin hisselerinin sektör ortalaması üzerinden fiyatlandığını göstermektedir.
Facebook'un ana şirketi Meta da ise tam tersi bir durum söz konusudur. Buna göre Meta, 23,02 F/K oranıyla işlem görürken; sektör ortalaması, 27,08 düzeyinde seyretmektedir. Bu ise Meta’nın sektöründeki diğer hisselere göre daha cazip fiyattan işlem gördüğü anlamına gelebilir.
Ancak bu bilginin tek başına şirket hisselerini satın almak ya da satmak için yeterli olmayacağı unutulmamalıdır. Bu metrik, alım satım kararlarında yardımcı bir araç olarak görülmelidir.
Ayrıca yaygın olarak bilinen ve kullanılan F/K oranı dışında, ileriye dönük F/K oranı hesaplaması da hisse senedinin analizinde kritik önem taşımaktadır.
Buna göre, tarihi F/K oranı, son 12 ayın (takip eden 12 aylık kazançlar olarak bilinir) veya son mali yılın gerçek hisse başına kazançlarına dayanırken; ileriye dönük F/K oranı ise şirket veya analistler tarafından sağlanan bir sonraki mali yıl için tahmini hisse başına kazançlara dayanır.
Öte yandan unutulmamalıdır ki hissenin fiyatı her an değişebildiği için F/K oranı da hem hisse fiyatıyla hem de çeyreklik kâr ile değişmektedir. Bu sebeple F/K oranı hiçbir zaman sabit bir değer sunmamaktadır.
F/K oranını hesaplamak için şirketin son 4 çeyrekte elde ettiği kâr, şirketin ödenmiş sermayesi ve hisse senedi fiyatı kullanılır.
Buna göre, hisse senedinin F/K oranını hesaplamak için aşağıdaki formül kullanılmalıdır:
Hisse Başına Kâr = Yıllıklandırılmış Net Kâr / Ödenmiş Sermaye
F/K Oranı = Hisse Senedi Fiyatı / Hisse Başına Kazanç (EPS)
Bu formüllerde kullanılan hisse senedi fiyatı, hisse senedinin mevcut piyasa fiyatıyken; EPS ise şirketin son 12 aydaki hisse başına kazancıdır.
Hisse senedinin hisse başına kazanca bölünmesiyle ortaya çıkan orana ise F/K oranı denir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu, şirketin son 4 çeyrek toplamında zarar etmesi halinde cari F/K oranının hesaplanmayacağıdır.
Burada, bir şirket ilgili döneme yönelik olarak hiç kazanç bildirmez ya da zarar bildirirse, hisse başına kazancı negatif bir sayı olacaktır.
Hisse başına kazancın, F/K oranının paydasında olması sebebiyle ise geleneksel olarak şirketler, bu tür oranları negatif bir değer yerine "N/A" olarak raporlayacaktır.
Bazı şirketler de hisse başına kazanç pozitif olana kadar 0 değerini raporlamayı tercih etmektedir.
Bir hisse senedinin F/K'sına bakmak, şirketin tarihsel F/K'sı veya aynı sektördeki rakiplerinin F/K'sı ile karşılaştırılmadığı takdirde yatırımcılar için anlamlı bilgiler sunmayacaktır.
10 ve 50 F/K oranına sahip iki şirket incelendiğinde burada ilk şirketin yatırımcılarının 1 dolarlık kârı satın almak için 10 dolar ödemeye; ikinci şirketin yatırımcılarının ise 1 dolarlık kârı satın almak için 50 dolar ödemeye razı olduğu söylenebilir.
Ancak, herhangi bir karşılaştırma yapmadan 10 F/K'ya sahip bir hisse senedinin ucuz mu olduğu ya da 50 F/K'ya sahip bir hisse senedinin pahalı mı olduğu sonucuna varmak kolay değildir.
Ancak genel olarak yüksek F/K oranına sahip ve düşük F/K oranına sahip şirketler üzerinden şöyle bir değerlendirme yapmak mümkündür:
Düşük Fiyat Kazanç oranına sahip şirketler genellikle değerli hisse senetleri olarak kabul edilir. Bu, hisse senedi fiyatlarının temellerine göre daha düşük işlem görmesi nedeniyle değerlerinin düşük olduğu anlamına gelir. Bu fiyatlandırma ise yatırımcıları hisse senedini satın almaya sevk edecektir. Ayrıca düşük F/K'lı hisse senedi örnekleri genellikle sabit oranda temettü ödeyen sektörlerde bulunur.
Yüksek Fiyat Kazanç oranına sahip şirketler genellikle büyüme hisseleri olarak kabul edilir. Bu, gelecekteki olumlu bir performansa işaret ederken, yatırımcılar gelecekteki kazanç artışı için daha yüksek beklentilere sahiptir ve bunlar için daha fazla ödeme yapmaya isteklidir.
Bunun dezavantajı ise büyüme hisse senetlerinin genellikle daha yüksek volatiliteye sahip olmasıdır. Bu ise şirketler üzerinde daha yüksek baskı oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle büyüme hisselerine yatırım yapmak büyük oranda riskli bir yatırım olarak görülecektir. Yani, yüksek F/K oranlarına sahip hisse senetleri aşırı değerlenmiş hisseler olarak değerlendirilebilir.
Özetle bir bir şirketin F/K değerinin yüksek olması 2 anlama gelebilir: Şirketin ileriye dönük beklentisinin yüksek olması ve şirket hissesinin kârına oranla pahalı olması.
Burada yatırımcıların, daha yüksek kâr bekledikleri için güncel kâr oranına rağmen hisse senedini alma eğiliminde olduğu ya da düşük kazanç beklentisine rağmen şirketin finansal piyasalarda pozitif bir etki bıraktığı söylenebilir.
Ancak unutulmamalıdır ki F/K oranı her zaman hissenin gerçek değerini yansıtmaz. Buna göre sektörel bazlı gelişmeler kimi zaman şirketlerin kısa dönemli kârlarında dalgalanmalara yol açarak F/K oranında ani değişimlere sebep olabilir. Bu ise şirketin F/K oranının yükselip düşmesine yol açabilir.
Bu yüzden tarihi F/K değerinin yanı sıra ileriye dönük F/K değerinin de hesaplanması ve ilgili hesaplamanın hisse analizinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Güncel F/K değerinin hesaplandığı yöntemde, hisse başına kazançların önceki dönemlere göre kıyaslanması esas alınırken; ikinci yöntemde yani ileriye dönük F/K değerinin bulunmasında, EPS hesaplamalarının (genellikle yönetim veya hisse senedi araştırma analistleri tarafından sağlanan) tahmini veriler kullanılır.
Bu iki yöntemin birlikte değerlendirilmesi ise ilgili şirketin analizinde daha gerçekci sonuçlar elde edilmesine imkan tanır.
Belirli bir hisse senedinin düşük veya yüksek F/K oranı ile işlem görmesinin birçok farklı nedeni olabilir.
Bir hissenin F/K oranında değişikliğe sebep olarak ilgili şirketi rakiplerinden üstün gösterebilecek bazı nedenler ise şunlardır:
Şirketin yüksek büyüme potansiyeline sahip olması,
Şirketin istikrarlı bir performans sunması,
İlgili şirketin sektör içinde pazar hakimiyetine sahip olması,
Varlıkların verimli kullanımı ile verimli iş modellerinin geliştirilmesi.
Yukarıdaki unsurların tersine gerçekleşebilecek durumlar ise F/K oranının düşük kalmasını sağlayan sebepler olarak sıralanabilir.
Tüm borsa geneli için ideal bir ortalama F/K oranı bulunmamaktadır. Ancak, tarihsel olarak küresel piyasaların yakından takip ettiği bir borsa endeksi olan S&P 500'ün ortalama F/K oranı 13-15 arasında yer almaktadır.
S&P 500 için kaydedilen en düşük F/K oranı ise 5,31 seviyesinden işlem görülen 1917 yılının aralık ayında gerçekleşmiştir.
En yüksek oran ise Mayıs 2009'da 123,73 seviyesinden gerçekleşmiştir.
Doğruluğu tartışılmakla birlikte hisse senedi alırken genel olarak kabul gören F\K oranı ise 10 seviyesidir. Buna göre, F\K oranı 10’un üstünde olan şirket hisselerinin pahalı, 10’un altında olan şirket hisselerinin ise ucuz olduğu kabul edilmektedir.
Fakat daha önce de bahsettiğimiz gibi F\K oranı 10 altında ise yatırım yapılmalı, 10 üstünde ise yatırım yapılmamalı diye kesin bir kural yoktur.
F\K oranı çok yüksek olan fakat hedef ve yatırımları yüksek olan şirketler de yatırım yapılırken mutlaka incelenmelidir. Burada F/K oranı incelenirken şirketin tarihsel seyri ve ilgili rakiplerinin ortalaması bir performans ölçütü olarak değerlendirilebilir.
Finansal piyasalarda yatırımcılar genellikle iyi bir yatırım getirisi (ROI) sunan, finansal açıdan sağlam şirketleri satın alma eğilimindedir.
Yatırımcılar bu eğilim içerisinde birçok farklı yöntem ile kendilerine uygun yatırım aracını tercih etmeye çalışmaktadır. İlgili yöntemler arasında gerek incelenmesinin basitliği gerek ise sunduğu diğer avantajlar sebebiyle F/K oranı, hisse senetlerinin araştırma sürecinin en önemli parçalarından biridir. Çünkü yatırımcılar bu değer ile ilgili hisseyi adil bir fiyattan alıp almadıkları hakkında fikir sahibi olur.
Bu yöntemle aynı zamanda aynı sektördeki benzer şirketlerin de değişen hisse senedi fiyatlarına bakılmaksızın karşılaştırma yapılmasına imkan tanınır. Bu yöntemin kolay ve hızlı kullanımı ise daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşılmasına destek olur.
Buna göre yüksek veya düşük bir F/K değeri görüldüğünde yatırımcılar, ne tür bir hisse senedi veya şirketle karşı karşıya olduğunu kolaylıkla değerlendirebilir.
Bu özellikleri sebebiyle F/K oranı sayesinde bir şirketin kazanç potansiyeli hakkında da fikir sahibi olunur.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksinde yer alan hisse senetlerinden bir örneğe bakarsak, EREGL’nin F/K oranı şu anda 7,21 seviyesindeyken, sektörün genel F/K değeri ise 11,50 düzeyindedir.
Bu ne anlama geliyor? Bu durum, EREGL hissesi alıcılarının iki temel beklentisini yansıtmaktadır.
Bunlardan ilki, yatırımcıların şirkete yönelik kar beklentisinin daha düşük olabileceğidir. Yatırımcılar daha düşük kâr bekledikleri için güncel kâr oranına oranla daha düşük bir hisse fiyatı ödemeyi bekliyor olabilir. Bu ihtimalde ayrıca yatırımcıların şirkete yatırım yapmakla ilişkili risk algısının da yüksek olduğu söylenebilir.
İkinci ihtimal ise şirket hissesinin ettiği kâra oranla daha ucuz olduğunun düşünülmesidir. Bu durum ise yatırımcıları orta ve uzun vadede hisse senedini satın almaya sevk edebilir.
Özetle F/K oranı, diğer unsurlarla birlikte incelendiğinde borsada hisseleri analiz ederken kullanılabilecek önemli bir yöntemdir.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi F/K oranının kullanımının kolay olması pekçok yatırımcının ilgisini çekerek, borsada hisse seçiminde kullanmasına sebep olmaktadır. Burada yatırımcıların kullanabileceği birkaç farklı strateji vardır. Bu stratejiler ise şöyle sıralanabilir:
Aynı sektördeki şirketler arasında F/K oranlarının karşılaştırılması, yatırımcıların potansiyel yatırım fırsatlarını belirlemelerine ve aşırı değerlenmiş hisse senetlerinden kaçınmalarına yardımcı olabilir.
Zaman içinde F/K oranındaki değişiklikler, yatırımcıların bir şirketin kazanç potansiyelini ve genel değerlemesini nasıl algıladıkları hakkında fikir verebilir.
F/K oranı borsa analizinde kullanılan tek ölçüt olmamalıdır. Yatırımcılar daha bilinçli yatırım kararları verebilmek için öz sermaye karlılığı, borç-öz sermaye oranı ve temettü verimi gibi diğer ölçütleri de dikkate almalıdır.
Bu yöntemin fazla piyasa araştırması gerektirmeyen, piyasa dilinde bakkal hesabı bir yöntem olduğundan bahsetmiştik. Bu sebeple bu yönteme karşı bazı çekinceler de vardır. Bunların başında ise sektörler arasında şirketleri karşılaştırırken kullanılmasının zor olması gelmektedir.
Buna göre, farklı sektörler çok farklı F/K oranlarına sahip olabilir. Yüksek teknoloji sektörleri ve yeni kurulan şirketler genellikle negatif veya 0 F/K oranına sahipken, Walmart gibi bir perakende sektörleri daha yüksek F/K oranına sahiptir. Bu ise yatırımcıların farklı sektörler arasındaki şirketleri kıyaslaması durumunda yanılmasına sebep olacaktır.
Ayrıca Fiyat Kazanç oranı her sektör için aynı derecede uygun sonuçlar vermemektedir. Örneğin; Bankacılık için F/K yerine P/D oranı daha çok kullanılan bir yöntemdir. İmalat ve ağır sanayi işletmeleri için ise daha çok FD/FAVÖK oranı kullanılmaktadır. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve Holdingler (genel olarak duran varlık ağırlıklı firmalar) için ise piyasa çarpanları yerine aktif bazlı değerleme yöntemleri kullanılabilir.
Bir şirkete yatırım yapmak için F\K oranı tek başına yeterli bir etken olmadığı bilinmelidir. Bazı şirketlerin (F/K) oranları çok düşük olduğu halde şirkete yatırım yapılmaması gerekmektedir. Şirketleri bilançoları, yöneticilerin açıklamaları, şirketin yaptığı yeni yatırımları, kar beklentileri ve şirket yönetimlerinin açıklamaları takip edilmelidir. Ayrıca şirketin bulunduğu sektörde rakip firmaların durumu ve sektörün geleceğine dair analizler de göz ardı edilmemelidir. Yine döviz açık pozisyonu var mı yok mu araştırılmalı ve şirket yönetiminin, hisse senedi fiyatlamalarına karşı tepkilerine de bakılmalıdır.
Burada özetle anlatılan F/K oranı hisse seçiminde kullanılan temel analiz yöntemlerinin en basitlerinden biridir. Bu yöntemdeki amaç nihai bir sonuca ulaşmak değil, borsaya ve yatırım yapmaya yeni başlamış kişilere temel analiz yaparken nelere ve nasıl bakıldığına yönelik kısa bir fikir sunabilmektir.
Temel analiz yöntemleri bu kısa yazıda anlatılanlardan çok daha fazla emek ve zaman harcanmasını gerektirmektedir.
Ayrıca temel analiz yönteminde şirketlere özel durumları anlamak, makroekonomik gelişmeler ve sektörel faktörler ile ilgili bilgi sahibi olmayı da gerektirir. Bu sebeple "Hisse senedi fiyatlarını etkileyen makroekonomik faktörler nelerdir?" başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.