Koronavirüsün dolar ve euro üzerindeki etkileri nedir?
Üretimde YavaşlamaTüketim Harcamaları ve Talepte DaralmaHizmet Sektöründe Küçülmeİşsizliğin Artışı
Kovid-19 pandemisi ile ortaya çıkan ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlama ve belirsizlik dünya ekonomisini ve finans piyasalarını olumsuz olarak etkilemeye devam ediyor. Global ekonomi daralmaya devam ederken finans piyasalarında güvenli limanlara doğru kaçıma eğilimi hakim. Öncelikle uluslararası finans kuruluşları ve bankalar koronavirüs salgınından sonra 2020 global ekonomik büyüme tahminlerini değiştirerek aşağıya çekti. OECD’nin Mart 2020 raporunda global ekonomik büyüme tahminini yüzde 2,9’dan yüzde 2,4’e çektiği görülüyor. Rapora göre en yüksek gerileme Çin ve Japonya’nın ekonomik büyüme verilerinde gerçekleşmiş. OECD raporunda Çin’in 2020 büyüme tahminini yüzde 5,7’den yüzde 4,9’a düşürdü. Aralık ayında Çin’de başlayan koronavirüs salgının Çin ekonomisi üzerindeki etkileri açıklanan makroekonomik verilerden açıkça görülüyor. Global ekonomik büyümenin yavaşlamasında, dünyanın üretim merkezi olan Çin’deki üretim faaliyetlerinin son iki ayda yüzde 10 gerilemesi en büyük etkenlerden biri. Çin ile yakın ekonomik ilişki içinde olan diğer Asya ülkelerinde de ekonomik daralmanın etkileri dolaylı olarak hissedilmeye başlandı. Açıklanan makroekonomik veriler Kovid-19 pandemisinin neden olduğu ekonomik daralmanın Çin’den başlayarak dalga dalga tüm dünyaya yayıldığını gösteriyor. Korona virisü salgınının dünya genelinde neden olduğu ekonomik etkiler: Korona virüs salgının Çin’in ardından beklenmedik bir şekilde diğer ülkelere de yayılarak hızla İran, İtalya ve Avrupa ve Amerika’nın büyük bir bölümünü etkisi altına alması tüm dünyada panik ve korkuya neden oluyor. Pandemi haline dönüşen salgının özellikle İtalya ve İspanya’da neden olduğu yıkıcı etkilerin televizyonlar ve sosyal medyada görüntülenmesi yatırımcı hissiyatını olumsuz etkiliyor. Bütün bu gelişmeler finans piyasalarında belirsizlik ve panikten kaynaklanan volatiliteyi artırken, salgının ne zaman biteceğine dair belirsizlik hisse senetleri piyasalarındaki satış dalgasını körüklüyor. Salgının önlenmesine yönelik olarak uygulamaya konulan tedbirler ülke ekonomilerine büyük darbe vurmaya devam ediyor. Önlemler ve kısıtlamalar tüm sektörleri etkilerken özellikle Avrupa ve Amerika’da en büyük darbeyi başta turizm ve ulaşım olmak üzere hizmet sektörü almış görünüyor. Şirket karlılıklarında gerileme beklentisi yatırımcıların hisse senetleri piyasalarından hızla çıkmasına neden oluyor. Talepteki azalmadan kaynaklanan petrol fiyatlarındaki yüzde 50’yi aşan gerileme ise başta ABD olmak üzere petrol üreticisi ülkelerin petrol gelirlerinin büyük ölçüde düşmesine neden oluyor. Özellikle ABD yaptırımları ve koronavirüs salgınıyla boğuşan İran bu durumdan en çok etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Başta Fed ve ECB olmak üzere, bir çok ülkenin merkez bankası piyaslarda kredi ve nakit sıkıntısı yaşanmaması için faiz indirimi kararı aldılar. Yine ABD ve AB olmak üzere bir çok ülkenin ekonomi yönetimleri tüketicilere ve şirketlere yönelik ekonomik destek paketleri açıkladı. Ancak bütün bu gelişmelerin finans piyasalarına ve yatırımcılara yeterince güven vermediği gözlemleniyor. Belirsizlik devam ettiği sürece yatırımcıların güvenli limanlara sığınmaya devam etmeleri bekleniyor. Korona virüsü salgının yarattığı büyük belirsizliğin finans piyasalarına etkileri: ABD Merkez Bankası Fed ve AB Bankası ECB koronavirüs salgınının dünya ekonomisi üzerindeki yıkıcı etkilerini azaltmak ve ABD ve AB’de tüketicilerin ve şirketlerin uğrayacağı zararları minimize etmek amacıyla hemen hemen her gün piyasalara güven verici söylemler eşliğinde yeni destekleyici politikalar ve paketler açıklamaya devam ediyorlar. AB’de ekonomik durgunluğun aşılamaması ve koronavirüs salgının bir AB ülkesi olan İtalya’da Çin’den daha fazla ölüme neden olması yatırımcıların bu süreçte ABD dolarını diğer para birimleri karşısında en güvenilir liman olarak görmelerine neden oluyor. Fed’in ve ECB’nin aldığı kararlar ve açıklanan makroekonomik verilere bağlı olarak EUR/USD paritesi değişim gösterse de yatırımcıların altını, ABD dolarını ve ABD devlet tahvillerini en güvenilir limanlar olarak görmeye devam ettikleri görülüyor. Ancak, son günlerde ABD’de vaka saysının hızla artarak 70.000’e ulaşması ve işsizlik maaşı başvurularında astronomik bir artışın kaydedilmesinin, ABD kongresinin onayladığı 2 trilyon dolarlık destek paketinin yarattığı olumlu havanın etkisini azalttığını söyleyebiliriz. ABD doları bugün de euro ve diğer temel para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam etti. Örneğin bugün ECB’den gelen limitsiz olarak tahvil alımlarına başladığı açıklaması ve ABD’de işsizlik maaşı başvurularının 3,28 milyona fırlaması ile EUR/USD paritesi 1,10’u gördü. Geçen hafta 1,06’ya kadar gerileyen parite yılbaşından itibaren yüzde 2 değer kaybetmişti. Belirsizliğin, pariteye etki eden tüm faktörler arasında, doların güçlenmesine en fazla katkıda bulunan faktör olduğunu varsayarsak, virüs salgınının ne zaman sona ereceğine dair belirsizlik devam ettiği sürece EUR/USD paritesinin gerilemeye devam etmesi beklenir. Diğer taraftan koronavirüs salgınının ABD ekonomisine ne kadar zarar verebileceği henüz bilinmiyor. Vaka sayılarının İtalya’da olduğu gbi kontrol edilemez boyutlara ulaşması ve sağlık sisteminin buna cevap vermekte yetersiz kalması durumunda doların hızla değer kaybedeceği açıktır. Aynı şekilde işsizlik maaşı başvurularının her hafta bu şekilde artmaya devam etmesi de doları zayıflatacaktır. Euro bölgesindeki gelişmeler de aynı şekilde partiyi etkileyecektir. Euro bölgesinde salgının etkilerini yansıtan makroekonomik verilerin euro üzerinde baskı yaratması kaçınılmaz olacaktır. Korona virüsü salgınının kontrol altına alınması veya sona ermesi belirsizliği ortadan kaldıracağı için dolar üzerindeki baskıyı artıracaktır. Öte yandan koronavirüs salgınının en az bir yıl daha devam edeceğine ilişkin görüş oldukça yaygın. Böyle bir durumda ise doların bir süre daha güçlü olmaya devam edeceği düşünülebilir. Bunun yanı sıra yatırımcı hissiyatını ve beklentilerini etkileyen uluslararası finans kuruluşları ve bankaların değerlendirmeleri de kısa vadede dolar euro paritesinin yönünü etkileyecektir.