Oyun Teorisi nedir? Borsada nasıl avantaj sağlar?

Bazı yatırımcılar, finans piyasalarındaki bir dizi karmaşık dinamiğin ortasında başarılı olmak için farklı stratejileri anlamaya çalışmakta ve alternatif araçları kullanmaktadır. Akıl Oyunları filmiyle popülerleşen oyun teorisi ya da orijinal adıyla game theory de çoğu kişi tarafından duyulmasına rağmen yeterince kişinin bilgisinin olmadığı bir konudur. Bu sebeple bu makalemizde, oyuncular arasındaki stratejik etkileşimleri analiz etmeye yardımcı olan ve yatırımcıların daha bilinçli yatırım yapmasına destek olabilecek oyun teorisinin ne olduğunu ve yatırımlarda nasıl avantaj sağlayabileceğini inceleceğiz. Oyun teorisi, çıkarları çatışan tarafların, davranışlarını analiz eden bir teoridir. Oyun Teorisi Oscar Morgenstern ve Johannes von Neumann tarafından 1928’de geliştirilmeye başlanmış ve daha sonra Morgenstern ve von Neumann tarafından 1944’te yayımlanan Oyun Teorisi ve İktisadi Davranışlar adlı kitap ile bilinirlik kazanmıştır. Martin Schubik de 1959’da Oyun Teorisi’nin ekonomik hayata uygulanmasına ilişkin analizler yapmış ve bu teorinin geliştirilmesine katkıda bulunmuştur. Oyun teorisinin asıl popülerliğini kazandığı John Nash’in hayatını anlatan Akıl Oyunları filminde ise teorinin çıkışı dört ayrı arkadaşın aynı kişiden hoşlanması ve bu durumun belli bir strateji ile çözümlenme çabasına dayandırılmaktadır. Filmde farklı davranış biçimlerinin ortaya çıkacak sonucu nasıl etkileyebileceği oyun teorisi ile ele alınmaktadır. Geliştirilmesinin ardından günümüz literatüründe de oyun teorisi, insanların karar alma süreçlerini ve sonuçlarını inceleyen bir disiplin olarak tanımlanmaktadır. Klasik ekonomik yaklaşımda ise rekabetin her zaman tüketici lehine olması sebebiyle rekabet arttıkça sonucun üretimin sürekliliği ve fiyatların düşmesine sebep olacağı düşünülür. Burada en yüksek gelir sonucuna ulaşmanın yolu ise oyunu doğru strateji ile kurgulamaktan geçmektedir. Bu sebeple ekonomiden siyasete, biyolojiden sosyolojiye kadar birçok alanda uygulanabilen oyun teorisini işletmeler rekabet stratejilerini belirlemek için kullanmaktadır. Uluslararası ilişkilerde devletler de bu teorinin sağladığı avantajlarla küresel rekabette öne çıkmayı hedeflemektedir. Buna göre teorinin, Soğuk Savaş döneminde özellikle Amerikan tarafında etkin olarak kullanıldığı, stratejilerin buna göre yönlendirilmesi sayesinde savaşın hiçbir zaman sıcak savaşa dönmemesinin sağlandığı bilinmektedir. Bir anda binlerce yatırımcının aynı anda aynı hisse senedini alıp sattığı ve her iki taraftaki alıcının da kar elde etme umudunda olduğu borsalarda da bu teori etkili olmaktadır. Bazı borsa yatırımcıları da rekabetten avantaj sağlamak için bu teorinin kapsamını mercek altına almakta ve ekonomik göstergeler, kurumsal kazanç raporları ve jeopolitik olaylardan etkilenen piyasalar üzerinde yatırımcıların nasıl karar verdiğini öngörmeye çalışarak kazanç elde etmeyi hedeflemektedir. Birbirleri ile mücadele eden tarafların nispeten az riskli yoldan olumlu sonuç almak üzere nasıl davranmaları gerektiğini analiz eden oyun teorisi kapsamına giren çıkar çatışmaları ise “sıfır toplamlı oyunlar” ve “toplamı sıfır olmayan oyunlar” olarak ikiye ayrılmaktadır. Sıfır toplamlı oyunlarda, mücadeleye giren taraflardan birinin kazancı, diğerinin kaybına eşittir. Çünkü paylaşılan kâr miktarı sabit var sayılır. Örneğin bir firma pazar payını yüzde 10 oranında genişletirse sıfır toplamlı bir durumda rakibi piyasa payında kayıp yaşar. Bu durumda borsa yatırımcıları herhangi bir mikro gelişmenin etkisiyle pazarda kayıp yaşayan şirketler yerine pazardan daha fazla pay alabilecek şirketlere yönelerek karlılıklarını artırabilirler. Toplamı sıfır olmayan durumlarda ise rekabete girişen taraflardan birinin kazancı, diğerinin kaybından fazla veya eksik olabilir. Örneğin bir büyük firmanın kapsamlı ve yoğun bir reklam kampanyası, hem kendi satışını hem de rakiplerinin satışlarını artıran bir talep kayması ortaya çıkarabilmektedir. Benzer şekilde küresel çapta yaşanan ve ilgili şirket sektörünü etkileyen bir olayın şirketin pazar payını düşürmesi durumunda, benzer sektördeki bir şirketin de kayıp yaşama riski bulunmaktadır. Bu senaryolar ise toplamı sıfır olmayan oyunlar içerisinde incelenir. Oyun teorisinin bir diğer ilginç kavramı ise Nash dengesidir. Nash dengesi, hiçbir oyuncu pozisyonunu tek taraflı olarak değiştirerek durumunu güncellemediğinde ortaya çıkar. Nash dengesi borsada da pek çok kez kendisini göstermektedir. Buna göre yaşanan bir gelişme sonrasında belirli bir şirketin hisse senedi fiyatı, satıcılar ve alıcılar arasındaki denge nedeniyle değişim göstermeyebilir. Bu senaryo özellikle ekonomik verilerin açıklandığı dönemlerde piyasaların tepkisiz kaldığı durumlar için kullanılır. Kısaca oyun teorisi, sonucun yalnızca bireyin eylemlerine değil, başkalarının eylemlerine de bağlı olduğu durumlarda rasyonel bireylerin nasıl seçim yaptığına dair bazı değerli bilgiler sağlamaktadır. Bu sebeple yatırımcılar karar verme süreçlerinde kendi kararları dışında piyasanın da ilgili gelişmeye nasıl tepki verebileceğini hesaba katmalıdır. Oyun teorisi ilkelerini yatırımlara uygulamanın, yatırımcılara finansal piyasalarda karar verme konusunda önemli bir avantaj sağlayabileceğinden bahsetmiştik. Yatırımcılar bu ilkeler sayesinde karar alma süreçlerini geliştirerek, başarı şanslarını artırabilmektedir. Bununla birlikte, oyun teorisinin yalnızca bir araç olduğunu ve iyi bir yatırım kararı almak için diğer temel ve teknik analiz yöntemleriyle birlikte kullanılması gerektiğini unutmamalıdır. Aşağıda oyun teorisinden öğrenebileceğiniz ve yatırım yolculuğunuzda uygulayabileceğiniz birkaç başlık yer almaktadır: Bilgi: Bilgi, oyun teorisine dayalı yatırımda kritik öneme sahiptir. Piyasa trendleri, haberler ve ilgili ekonomik göstergeler hakkında bilgi sahibi olmak kalıpları belirlemek ve diğer piyasa katılımcılarının davranışları hakkında tahminlerde bulunmak için oldukça yararlıdır. Yatırımcının bilgiye sahip olduğu durumda, doğru karara ulaşma ihtimali de o kadar artacaktır. Stratejik Düşünme: Oyun teorisi size stratejik düşünmeyi ve diğer piyasa katılımcılarının olası eylem ve tepkilerini göz önünde bulundurmayı öğretir. Diğer yatırımcıların farklı piyasa koşullarına nasıl tepki verebileceğini öngörmek, borsada daha bilinçli kararlar alınabilmesine destek olur. Bu kapsamda, diğer piyasa katılımcılarının potansiyel eylemlerini ve bunların yatırımları nasıl etkileyebileceğini göz önünde bulundurmak örneğin belirli bir hisse senedine yatırım yapıldığında diğer yatırımcıların haberlere veya piyasa değişikliklerine nasıl tepki verebileceğini tahmin etmeye çalışmak, yatırım kararlarının buna göre ayarlanmasını sağlayarak rekabette bir adım önde olunmasına yardımcı olur. Uyarlanabilirlik: En iyi stratejinin zaman içinde değişebileceğini de kabul eden oyun teorisi, uyarlanabilirliğin önemini vurgulamaktadır. Buna göre piyasa koşullarını, yeni bilgileri ve diğer katılımcıların davranışlarını sürekli olarak izleyen yatırımcılar, yatırım stratejisini değişen koşullara göre güncelleyerek piyasanın dinamik yapısıyla uyumlu kalabilir. Davranışsal Önyargılar: Oyun teorisi, psikolojik önyargıların yatırım kararları üzerindeki etkisini vurgulamak için davranışsal ekonomi ile birleşir. Oyun teorisinin bu ilkesi kapsamında optimal olmayan yatırım tercihlerine yol açabilen aşırı güven, kayıptan kaçınma ve sürü davranışı gibi önyargılar kabul edilerek bunların yol açtığı kayıpların önlenmesi hedeflenir. Portföy Optimizasyonu ​​​​​​:Yatırım portföylerinin optimize edilmesi de oyun teorisinin ilkeleri arasında yer almaktadır. Buna göre yatırım seçimleriyle ilgili potansiyel getirileri ve riskleri değerlendirmek hem kısa hem de uzun vadeli sonuçları göz önünde bulundurarak her bir karar için potansiyel kazanç veya kayıplara ilişkin bir alternatif plan hazırlığında olunmasını sağlayacaktır. Bu sebeple yatırımcılar, piyasa analizine, trendlere ve oyuncu davranışlarına dayalı olarak farklı senaryolar belirlemelidir. Özetle oyun teorisi, risk yönetimini teşvik ederek her bir yatırımcının kararıyla ilişkili potansiyel belirsizlikleri en aza indirmesine destek olur. Risk ve ödül arasındaki dengeyi kurmaya çalışan yatırımcılar ise piyasa sürprizlerine karşı daha hazırlıklı olarak karlılıklarını artırabilir. Bununla birlikte, gerçek dünya piyasalarının karmaşık olduğunu ve davranışsal faktörlerin sonuçları önemli ölçüde etkileyebileceğini kabul etmek önemlidir. Burada rasyonel oyuncuların ya da portföy yöneticilerinin kararlarını takip etmek, alım satım stratejileri, piyasa dinamikleri ve fiyatlandırma mekanizmaları hakkında daha fazla bilgiye sahip olmayı sağlar. Dolayısıyla, Oyun teorisi matematiksel modelleri piyasa davranışını her zaman mükemmel bir şekilde açıklayamasa da özellikle kısa vadeli işlemler için daha iyi yapılandırılmış bir risk değerlendirmesine olanak tanır. Bu sebeple hem borsa yatırımlarında hem de gündelik hayatta fiyatları yönlendiren faktörlere göre hareket edilmesi ve diğer oyuncuların baskın stratejilerinin takip edilmesi gerekmektedir. Günün sonunda oyun teorileri üzerinde biraz zaman harcamak, düşüncelerini duygularla yönlendirilen ortalama bir yatırımcıdan daha iyi kararlar alınmasına destek olacaktır.