PMI nedir?

Yeni Siparişler: %30Üretim Seviyeleri: %25İstihdam Durumu: %20Tedarikçi Teslimat Süreleri: %15Mevcut Stok Seviyeleri: %10Ocak 2020 49,50Aralık 2019 49,50Kasım 2019 49,00Ekim 2019 50,00Eylül 2019 48,00Ağustos 2019 46,70

PMI, imalat ve hizmet sektörlerinde ekonomik faaliyetleri ölçen ve geleceğe yönelik ekonomik büyüme veya daralma eğilimlerini gösteren öncü göstergelerden biridir. PMI, İngilizce Purchasing Manager’s Index (Satın Alma Müdürleri Endeksi) kelimlerinin baş haflerinden oluşan bir kısaltmadır. PMI endeksi ilk kez 1948 yılında ABD merkezli özel bir kuruluş olan ISM ( Institute of Supply Management), tarafından hesaplanmaya başlandı. ISM, ABD imalat sektöründe çeşitli alanlarda faaliyet gösteren 400 civarındaki şirketin satın alma müdürlerine her ay çeşitli sorular içeren anket formları gönderir ve anket sorularına verilen cevapları söz konusu şirketlerin ABD’nin GSYİH’sındaki ağırlıklarına göre analiz ederek imalat sektörünün PMI endeksini aylık bazda açıklar. ISM ayrıca, ülke ekonomisinin %80’nini temsil eden imalat dışı sektörün için de PMI verilerini aylık bazda açıklamaktadır. ABD’nin ardından tüm sanayileşmiş ülkeler, önemli öncü göstergeler arasında yer alan PMI endeksi verilerini aylık bazda hesaplayarak yayımlanmaya başlamışlardır. Zaman içinde özellikle gelişmiş ülkelerde imalat sektörünün milli gelirdeki payının azalmaya başlaması nedeniyle, ekonominin genel durumunun daha iyi izlenebilmesi amacıyla imalat dışı sektörler için de PMI verileri ölçülmeye başlandı. Günümüzde birçok ülkede benzer yöntemlerle imalat ve hizmet sektörü PMI endeksleri aylık bazda hesaplanarak yayımlanıyor. Londra merkezli bir global ekonomik veri kuruluşu olan IHS Markit, 40 ülke ve çeşitli bölgelere ait imalat ve hizmet sektörü PMI verilerini yayımlamaktadır. Ayrıca, bazı uluslararası kuruluşlar tarafından Global PMI endeksi de hesaplanmaktadır. PMI endeksi farklı ağırlıklara sahip beş alt endeksin bileşiminden oluşan kompozit bir endekstir: PMI‘i Oluşturan Alt Endeksler PMI İçindeki ağırlıkları: Satın alma müdürleri, anket sorularını önceki dönemlere göre daha iyi, aynı veya daha kötü seçeneklerinden birini işaretleyerek cevaplandırmak suretiyle cari dönem ve gelecek dönemi değerlendirirler. Satın alma müdürlerinin yanıtları analiz edilerek ülkenin GYSİH’sındaki ağırlıklarına göre dağıtılır ve bu sonuçlara göre alt endeksler ve PMI endeksi belirlenir. PMI endeksi 50’nin üzerindeyse ekonominin büyüyeceğine, yani GSYİH’nın artacağına, 50’nin altında ise ekonomik faaliyetlerin yavaşlayacağına ve ekonomik durgunluk riskinin bulunduğuna işaret eder. PMI endeksinin 50 olması ise ekonomik durumda herhangi bir değişimin olmayacağına, ekonomide büyüme veya daralmanın beklenmediğini gösterir. Bir ülkeninin ekonomik faaliyetlerinin mevcut durumunu ve gelecek dönemlere ilişkin beklentileri gösteren öncü göstergelerden biri olarak kabul edilen PMI, ülkelerin ekonomi yönetimleri ve merkez bankaları ile yatırımcılar ve iş insanları tarafından yakından takip edilen en önemli verilerden biridir. İmalat ve imalat dışı sektörlerde satın alma müdürleri, yeni siparişlerin seviyesini, yeni siparişler için ne kadar hammade veya yarı mamul satın alınması gerektiğini en yakından takip eden kişiler olduğu için PMI verilerinin güvenilirliği oldukça yüksektir. PMI raporlarında PMI’yı oluşturan alt endeksler de gelecek dönemlere ilişkin beklentileri yansıttığı için yatırımcılar karar verme süreçlerinde kompozit PMI edeksinin yanı sıra bu alt endeksleri de dikkate alırlar. Örneğin, hammade ve ara malı siparişlerinde ciddi artışlar olması üretici fiyatları enflasyonunun tetiklenebileceğine ve faizlerin veya döviz kurunun yükselebileceğine işaret eder. Türkiye’de imalat sektörü PMI endeksi 2015 yılından itibaren İstanbul Sanayi Odası (ISO) ve IHS Markit işbirliğiyle hazırlanmakta ve aylık bazda açıklanmaktadır. Türkiye’nin son 6 aylık imalat sanayi PMI verileri aşağıdaki tabloda verilmektedir. ISO /IHS Markit Türkiye Imalat Sektörü PMI Endeksi Ağustos 2019’da 46.70 olarak açıklanan Türkiye imalat PMI endeksi Ekim 2019’da piyasa koşullarındaki hafif iyileşmeye paralel olarak 50’ye yükseldi. Kasım 2019’da hafif düşüşün ardından Aralık 2019 ve Ocak 2020’de 49,5 seviyesinde seyretti. PMI verilerine göre Türkiye ekonomisinde daralmanın önemli ölçüde durduğu ancak henüz büyüme trendine girmediği söylenebilir. Endeks gösterge demektir. Seçilen veri gruplarının zaman içindeki değişimini izlemek ve çeşitli bazlarda karşılaştırmalar yapmak için kullanılan istatistiksel bir ölçüt olan endeks, ekonomi ve finans başta olmak üzere tüm alanlarda kullanılmaktadır. Endeksler, temel yıl baz alınarak ve seçilen verilerin türüne ve kapsamına uygun hesaplama yöntemleri kullanılarak hesaplanır. Seçilen veri grubunda yer alan her veri örnek grup içindeki toplam ağırlığı kadar endeks değerindeki değişime etki eder. Borsa endeksleri ve fiyat endeksleri en sık karşılaştığımız endeksler arasındadır. BİST 100 Endeksi, Borsa İstanbul’ da en yüksek işlem hacmine sahip hisse senetlerinin performansını ölçen bir göstergedir ve günlük olarak hesaplanır. Enflasyon ölçümünde kullanılan TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ise çeşitli tüketim mallarından ve hizmetlerinden oluşan bir mal ve hizmet sepetinde yer alan kalemlerin fiyatlarındaki değişimleri aylık ve yıllık bazlarda ölçen bir göstergedir. Purchase, İngilizce satın alma demektir. “Purchasing Manager’s Index” (PMI) terimindeki Purchasing Manager Satın Alma Müdürü anlamına gelir. İmalat, hammadenin, makina, teçhizat, emek gibi üretim faktörleri kullanarak ve çeşitli üretim süreçlerine tabi tutularak yarı mamul ve mamule dönüştürülmesi ve nihai tüketicinin kullanımına hazır hale getirilmesi sürecidir. İmalat sanayi hafif ve ağır sanayi dallarından oluşur. Katma değer oluşturulması, istihdam yaratılması ve ihracatın artırılmasına en büyük katkıyı sağlayan imalat sanayi, ülke ekonomilerinin lokomotifi durumundadır Eğilim, iç dinamiklerden beslenen yönelim anlamına gelir. Eğilim, meyil, temayül ve trend kelimleriyle ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Örneğin, yüksek yatırım ve istihdam seviyesi ve iç talepte canlanma gibi ekonominin iç dinamiklerinin ekonominin büyümesi için itici güç sağladığında ülke ekonomisi büyüme eğilimine girer. Credit Default Swap (Kredi Temerrüt Takası) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma olan CDS, borçlanma araçları piyasasında kredi temerrüt riskinin takas edilerek azaltılmasını sağlayan bir tür finansal türev araçlardır. Borç veren taraf, borç alanın borcunu ödemekte zorlanacağını düşünüyorsa, CDS kontratı satın alarak borcun geri ödenmemesi riskini azaltabilir veya sınırlayabilir. Bir tür portföy sigortası işlevi gören CDS kontratının alıcısı, CDS satıcısı olan tarafa CDS kontratının vadesi süresince CDS’e konu olan riskin derecesine göre belirlenen bir CDS primi öder. CDS’e konu olan borcun ödenmemesi durumunda CDS kontratınının satıcısı, CDS alıcısna borç tutarını faizi ile birlikte ödemekle yükümlüdür. Genellikle portföylerinde uzun vadeli devlet tahvilleri bulunduran kurumsal yatırımcılar uzun vadeli tahvillerin vade sürelerinde oluşablecek temerrüt riskini minimize etmek amacıyla CDS kontratlarını satın alırlar. CDS kontratlarını satan kurumlar ise bankalar ve sigorta şirketleridir. Yatırım yapılabilir dereceye sahip olan ihraççıların borçlanma senetlerine yatırım yaparak kur ve temerrüt riskine maruz kalmadan, söz konusu bu borçlanma araçlarının dayanak varlık olduğu CDS kontratları satararak kar elde ederler. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin devlet tahvillerinin hem temerrüt hem de kur riskinin daha yüksek olması nedeniyle bu tür borçlanma araçlarına ilişkin CDS kontratı talebi genellikle yüksektir. Bir ihraççının, temmerüt ve kur riski ne kadar yüksekse ihraç ettiği borçlanma araçlarına uygulanan CDS primi de o kadar yüksek olur. CDS primi yatırımcının temerrüt riskine karşı satın alacağı CDS kontratı için ödemesi gereken maliyeti ifade eder. Örneğin, Türkiye’nin 5 yıllık tahvil kategorisinde CDS primi 280 ise portföyünde bu tahvilleri bulundurmak isteyen yatırımcı, temerrüt riskini minimize etmek için CDS kontratı almak isterse %2,8 ‘lik CDS primi maliyetine katlaması gerekir. Türkiye’nin 5 yıllık ABD doları cinsinden tahvillerinin CDS primi halen 280 veya %2,8 civarında seyrediyor. CDS primi en yüksek ülkeler arasıda yer alan Türkiye’nin 5 yıllık tahvil kategorisindeki CDS primi son 4 yıl içinde 150 ile 570 arasında seyretti. Danimarka, Almanya gibi ekonomik ve politik istikrara sahip ülkelerin CDS primlerinin 10-12 arasında değiştiği düşünüldüğünde, Türkiye’nin CDS priminin ne kadar yüksek olduğu daha açık görülmektedir. CDS primleri yüksek olan ülkeler dış finansman sağlarken çok daha yüksek maliyetlere katlanmak zorunda kalmaktadırlar.

PMI nedir?