Teknik analiz nedir? Teknik analiz yöntemleri nelerdir?

Yatırımcılar finansal piyasalarda volatilitenin arttığı dönemlerde genellikle borsa ve altın gibi yatırımları için en iyi stratejiyi bulmayı ve bu hedef doğrultusunda bireysel ihtiyaçları ile yatırım tercihlerine yönelik uygun yatırımı yapabilmeyi amaçlar.
Bu hedef doğrultusunda yatırımcılar tarafından kullanılan yöntemlerin başında ise teknik analiz gelmektedir.

Finans piyasalarına uzak acemi yatırımcılar için teknik analizde kullanılan bu yöntemler, ilk bakışta garip şekiller ve ana hatlar olarak görülebilir. Ancak, piyasada belirli etkileşimler meydana geldiğinde ve fiyat hareketleri de belirli kalıplar oluşturduğunda fiyat tarihsel olarak bu kalıplar içerisinde hareket etme eğilimindedir. Yani bu modeller sıklıkla kendini tekrarlamaktadır.

Bu modellerin kendini tekrarlaması ise bir yatırımcının faydalanabileceği istatistiksel bir avantajın mevcut olduğuna işaret eder.

Bu nedenle, kusursuz olmasalar da bu formasyonların doğru analiz edilmesi, yatırımlarda strateji odaklı bir bakış açısının kazanılması için kritik öneme sahiptir.

Bu sebeple yazımızın devamında teknik analiz formasyonlarıyla ilgili oluşturduğumuz başlangıç kılavuzunu paylaşacağız.

Döviz, emtia, hisse senedi, kripto para gibi yatırımların tamamında finansal varlıkların fiyat hareketlerini veya piyasa faaliyetlerini analiz etme sürecini ifade eden terime teknik analiz denir.

Teknik analizin arkasındaki temel ilke, bir finansal varlığın fiyatının incelenerek, söz konusu varlıkla ilgili öngörüde bulunmayı sağlamasıdır. Teknik analizdeki fiyat odaklı bu yaklaşım ise çoğu durumda teknik analistlerin bir menkul kıymetin fiyatı üzerinde etkili olabilecek temel faktörleri dikkate almadığının düşünülmesine sebep olmaktadır. Teknik analiz yöntemlerini uygulayan analist ve yatırımcılar ise bunun aksine, bir menkul kıymetin fiyatında yaşanan her değişimin fiyata yansıdığına inanmaktadır. Bu sebeple makro gelişmelerin fiyattan bağımsız olmayacağına inanan yatırımcı ve analistler teknik analiz metotlarını hem kısa vadeli hem de uzun vadeli yatırımları için sıklıkla kullanmaktadır.

Teknik analiz yöntemlerinin neler olduğunu araştırmadan önce yatırımcıların bilmesi gereken temel konu ise bu yöntemlerin inşa edildiği üç ana varsayımı anlamaktır. İşte teknik analiz yöntemlerinin 3 temel varsayımı:

Bu varsayım aynı zamanda etkin piyasa hipotezi olarak da adlandırılır. Bu varsayım da mevcut piyasa fiyatının, temel faktörleri satın aldığı düşünülür. Bu nedenle, teknik analistler ve yatırımcılar tipik olarak yalnızca enstrümanın fiyat hareketlerini analiz etmektedir.

Bu varsayım, bir günde kaydedilen milyonlarca bireysel fiyat hareketine rağmen, fiyat hareketlerinin belirli eğilimleri takip ettikleri için şans eseri oluşmadığını gösterir. Bu sebeple teknik analizin temel amacının mevcut eğilimi belirlemek ve bunu gelecekteki alış satışlarda kullanmak amaçlanır.

Bu varsayım, finansal piyasalardaki fiyatların insanların korku ve açgözlülük duyguları tarafından yönlendirildiği inancına dayanmaktadır. Bu nedenle, yatırımcıların duygularını yönlendiren aynı koşullar bugün de mevcut olduğunda, geçmişte meydana gelen fiyat modellerinin tekrarlama eğiliminde olması beklenir.

Yukarıdaki ilkeler, bazı teknik analiz modellerinin ve araçlarının 100 yılı aşkın süredir var olmasına rağmen günümüz piyasalarında neden hala etkili olduğunu açıklamaktadır.

Trend çizgileri, yatırımcıların bir dizi fiyatı birbirine bağlamak veya bazı verilerin en iyi uyumunu göstermek için grafikler üzerine çizdikleri piyasanın hareketlerini izleyen düz çizgilerdir. Ortaya çıkan çizgi ise yatırımcıya, bir yatırımın fiyatının hareket edebileceği yön hakkında fikir verir.

Trend çizgileri aynı zamanda herhangi bir zaman dilimindeki destek ve direncin görsel bir temsilidir. Bu destek ve direnç noktalarının belirlenmesi fiyatın yönünün ve oluşabilecek kalıpların belirlenmesi için oldukça önemlidir.

Trend çizgileri çizilirken, destek seviyeleri mevcut fiyat seviyesinin altında yer alırken, aşağı yönlü hareketlerde karşılaşılabilecek ilk noktaya işaret eder.

Direnç seviyeleri ise mevcut fiyat seviyesinin üzerinde yer alırken, yükseliş halinde fiyatın karşılaşabileceği ilk zorlu noktayı gösterir.

Yükselen bir piyasada (boğa piyasası), trend çizgileri yeni en yüksek tepelerine ulaşırken; düşen bir piyasada (ayı piyasası) ise trend çizgileri yeni en düşük seviyelere ulaşma eğilimindedir. Ayrıca çizgiye tarihsel olarak ne kadar çok temas olursa, trend çizgisinin de kırılmasının o kadar zor olduğu söylenebilir.

Yatay bir piyasa görünümünde ise fiyat hareketleri hem direnci hem de desteği temsil eden iki paralel yatay çizgiyle belirtilebilir. Bu durumda destek ve direnç noktalarının kırılmaması halinde fiyatın bu paralel kanal içerisinde hareketini sürdürmesi beklenebilir.

Teknik analiz yaparken çizilen trend çizgilerinde dikkat edilmesi gereken en önemli unsur ise mum çubuklardır. Bu çubuklar, gövde adı verilen ve o dönem için fiyatın açılış ve kapanışını temsil eden bir kısımdan oluşur.

Mum çubukları ayrıca ilgili dönem için en yüksek ve en düşük fiyatını temsil eder. Bu çubuklarda oluşan ince ve uzun çıkıntılara ise gölge denir. Çubuklarda gölge oluşmadan fiyatın açık veya kapalı mum ile çakışması durumları da görülebilmektedir. (Marubozu)

Bu durum dışında ise trend çizgileri çizilirken gölgeler göz ardı edilmelidir. Bunun sebebi ise fiyat hareketlerinin genellikle zamanın çoğunu mumun gövdesinde yoğunlaştırmasından kaynaklanmaktadır.

Bu sebeple trend çizgilerini çizerken, çoğunlukla dönemlerin kapanış fiyatlarına bağlı kalınması tavsiye edilmektedir.

Fiyat hareketleri sonucunda ortaya çıkan ayırt edici şekillere “formasyon” ismi verilir ve formasyonlar teknik analizde fiyatın yönü açısından önemli ipuçları olarak takip edilir.

Teknik analizde yaygın olarak kullanılan formasyonlardan biri de trend devam formasyonlarıdır. Bunlar ise bir trend içinde oluşan ve genellikle trendin devam edeceğine yönelik mesaj veren formasyonlardır.

Bu formasyonlar oluştuğunda, bir trend içerisinde geçici olarak yaşanan konsolidasyondan sonra trendin aynı yönde hareketine devam etmesi beklenir.

Öncelikle bir trend sırasında yaşanan konsolidasyonun çeşitli mantıksal nedenleri de olabilir. Bunlar arasında ise uzun vadeli alıcıların kar elde etmek için satış yapmaya başlaması ya da fiyatı aşağı çeken bir satış baskısının oluşması gösterilebilir.

Tersi yönde gerçekleşebilecek bir durumda da, büyük bir aşağı yönlü hareket, aşağı yönlü eğilime karşı koymak için alım baskısı yaratarak konsolidasyon sürecinin yaşanmasına sebep olabilir. Ancak tüm bu süreçlerden sonra piyasa fiyatlaması ağır basarak trend başladığı yönde devam etme eğiliminde bulunmaktadır.

Flama formasyonları genellikle keskin bir yükselişin habercisi olarak bilinir. Ancak flama formasyonu yukarı yönlü bir ivmelenmeyi yansıtabileceği gibi aşağı yönlü derin bir fiyat hareketinin yaklaştığının da habercisi olabilir.

Buna göre, keskin bir aşağı yönlü ivmelenmeyi takip eden bir flama, aşağı doğru devam etme eğiliminde olacak ve düşüş flaması olarak kabul edilecektir. Bu durumun aksine keskin bir yukarı yönlü hareketten sonra oluşan bir flama da yükseliş flaması olarak kabul edilir.

Her iki durumda da oluşan flama şeklindeki yapının dikey kısmı flama direği veya direk olarak bilinirken, kırılım sonrasında direk boyu kadar bir yükseliş ya da düşüş yaşanması beklenir.





Teknik analizde sert yükseliş ya da düşüşlerin ardından fiyatların oluşturduğu konsolidasyon sürecinin ardından dip ve tepelerin paralel bir görünüm içinde kanal oluşturmasına ise bayrak formasyonu denir.

Bayrak formasyonunun flama formasyonundan temel farkı oluşan dip ve tepelerin bayrak formasyonunda paralel bir görünüm sunarken, flama formasyonunda daralan bir üçgen görünümünde olmasıdır.

Ancak iki formasyonun da ortak noktası yukarı ya da aşağı yönlü bir trendin devam edebileceğinin sinyalini vermesidir. Yani her iki formasyonun da bir devam formasyonu olduğu söylenebilir.

Bayrak formasyonuna uygun işlem yapmak isteyen yatırımcılar bu sebeple konsolidasyon sürecinin tamamlanmasını ve formasyonun bozulup bozulmadığını görmesi gerekmektedir.

Ayrıca bayrak formasyonu sonrasında tahminde bulunabilmek için kırılımın ardından yaşanan hacmin de incelenmesi gerekmektedir. Bu sebeple, kırılımların güçlü bir hacimle desteklenmediği durumlarda, formasyona bakarak yatırım yapmanın yanıltıcı olabileceği unutulmamalıdır.





Takoz formasyonu, gittikçe daralan fiyat aralığının oluştuğunda ortaya çıkan bir formasyondur. Bu formasyonda, dalgalanma sonrasında en yüksek ve en düşük seviyeler zamanla birbirine yaklaşır ve fiyat hareketi sıkışmaya başlar.

Alçalan takoz formasyonu, fiyatlardaki artış eğilimi olarak yorumlanırken, eğer bu formasyon yukarı trendde bir oluşum gösteriyor ise hareketin bu yönde devam edeceği şeklinde de yorumlanabilir.

Yükselen takoz formasyonu ise alçalan takoz formasyonunun tam tersidir. Bu formasyon fiyatlarda düşüş trendi olarak yorumlanır. Bu formasyon aşağı yönde oluşuyorsa ise kısa bir yükseliş olabileceği ancak trendin düşüş yönünde olduğuna işaret etmektedir. Bu özelliği sebebiyle takoz formasyonlarının, kırılmanın gerçekleşmesinden sonra genellikle teyit alma eğiliminde olduğu söylenebilir.

Takoz formasyonu bu sebeple yorum ya da analiz yaparken dikkat edilmesi gereken önemli formasyonlardan biridir.





Teknik analizde en çok karşılaşılan formasyonların başında ise üçgen formasyonları gelmektedir.

Üçgen formasyonu, bir varlığın fiyatının yükseliş ya da düşüş trendi sonrasında ne kadar süre içerisinde konsolidasyon sürecini sürdürebileceğine yönelik bir fikir edinilmesine yardımcı olur.

Ayrıca yaygın olarak bilinen üç temel üçgen formasyonu vardır. Bu formasyonlar ise şunlardır:

Simetrik üçgenler, belirli bir yükselişin ya da düşüşün ardından tepe noktalardan çekilen trend çizgisinin dip noktalardan çekilen bir diğer trend çizgisiyle birleştirilmesi sonucu ortaya çıkar.

Simetrik üçgen formasyonunu, daralan üçgen formasyonu olarak da bilinmektedir. Bu formasyon ile aşağı ya da yukarı yönlü bir piyasada karşılaşılabilir.

Burada herhangi bir olasılıkla fiyatlamanın yukarı ya da aşağı yönlü kırılması mümkündür. Ancak bu kırılımın daha önceden öngörülmesi mümkün değildir. Böylelikle üçgen kırılması sonrasında volatilitenin artması beklenebilirken, üçgen içerisinde konsolidasyon sürecinin devam edeceği düşünülür.



Yükselen üçgen formasyonu, tepe noktaların hemen hemen aynı fiyatta kalmasıyla oluşan ve dip noktaların zamanla yükseldiği bir formasyon çeşididir.

Başka bir deyişle bu formasyonda dip noktalar yükseliş gösterirken, tepe noktalar genellikle sabit kalacaktır.

Bu formasyon ayrıca alım baskısının satış baskısını aştığını ve bunun da esasen yukarı yönde bir kırılma ile sonuçlanabileceği şeklinde yorumlanmaktadır. Ancak yükselen üçgenin direnç noktası kırılmadıkça formasyonun geçerlilik kazanması da mümkün olmayacaktır.

Ayrıca bu formasyonda kırılan direnç noktaları sonrasında oluşabilecek tuzaklara da özellikle dikkat edilmelidir. Burada, aşılan direnç noktası altında yapılabilecek günlük kapanışlarda formasyon geçerliliğini kaybedecektir.



Alçalan üçgen formasyonu da yükselen üçgen formasyonu gibi zamanla fiyatlamalarda sıkışma olduğunu gösterir. Bu formasyon da yukarı ya da aşağı yönlü bir kırılım gerçekleştirebilir. Ancak formasyonun geçerliliğini koruyabilmesi için dip noktanın altında bir kapanış yapılması gerekmektedir.

Bu noktanın kırılması halinde, fiyatların tepe noktadan boyun çizgisine kadar ki mesafe kadar düşmesi beklenebilir.

Bu formasyon ayrıca satıcıların iştahının alıcıları geride bıraktığını ve fiyatları aşağı doğru ittiğini göstermektedir.

Özetle bu formasyon bir düşüş devam formasyonudur ve formasyon kırıldığında bir çöküşe (aşağı yönlü kırılma) işaret edebilir.



Fincan kulp formasyonu bir yükseliş devam formasyonudur. Formasyon, U şeklinde bir fincan oluşturduktan sonra aşağı yönlü bir ivmelenme sergileyerek fincanı tamamlayan bir kulp oluşturur. Böylelikle formasyon geçerlilik kazanır.

Bu formasyonun yorumlanmasında dikkat edilecek konuların başında ise kulp derinliğinin fincan derinliğinin yarısını geçmemesi gelmektedir. Fincanın kulp kısmının genellikle ilk çanak derinliğine kıyasla yüzde 30 ila 50 yükseklikte olması beklenir.

Diğer formasyonlara göre daha nadir rastlanan bu formasyonda ayrıca ilk çanağın dibi V harfi gibi açılı olmamalıdır.



Devam formasyonlarının bir trendin devam edebileceğinin mesajını verdiği gibi, dönüş formasyonları da bir trendin tersine döndüğüne işaret etmektedir.

Yani formasyon öncesinde yükseliş yönlü bir piyasanın (boğa piyasası) varlığından söz ediliyorsa, bu formasyonlardan sonra piyasanın tersine döndüğü (ayı piyasasının hâkim olduğu) söylenebilir.

Özetle devam formasyonları, piyasanın aynı yönde yeni bir hareketlenmeden önce durakladığını gösterirken, bir tersine dönüş formasyonu trendin kendini tükettiğinin ve piyasanın ters yöne gitmek üzere olduğunun mesajını verir.

İşte trend dönüş sinyali veren başlıca formasyonlar:

Omuz Baş Omuz Formasyonu, bir tepe noktasının sağ ve sol köşelerinde oluşan omuz çizgilerinin desteğiyle oluşmaktadır.

Formasyonun başlangıcında sol omuz çizgisinin oluşmasının ardından boyun çizgisine kadar bir miktar geri çekilme yaşanır. Sonrasında ise boyun çizgisinden başlayan yükseliş omuz çizgisini aşarak yeni bir baş noktası oluşturur. Oluşan baş noktasının ardından yeniden boyun çizgisine kadar gerileyen fiyat ise daha sonra sağ omuz çizgisini oluşturarak formasyonu tamamlar. Formasyonun tamamlanmasının ardından boyun çizgisinin kırılması halinde yükselen trendin son bulduğu söylenebilir.

Bu formasyon güvenilirlik derecesinin yüksek olması sebebiyle de yatırımcı ve analistler tarafından sıklıkla kullanılır.



Ters Omuz Baş Omuz formasyonu basitçe OBO formasyonundaki düşüş yönlü beklentinin aksine yukarı yönlü eğilim beklentisi oluşturan bir dönüş formasyonudur.

Yatırımcılar OBO formasyonu gibi bu formasyona da diğer formasyonlara kıyasla daha fazla güvenmektedir.

Bu formasyonda en güvenilir giriş noktası ise sağ omuz seviyelerinden baş kısmını stop yaparak girilen seviyedir. Bir diğer güvenli nokta ise boyun çizgisinin kırıldığı noktadır. İlk giriş noktasında boyun çizgisi kâr alma noktası olarak görülebilir iken, ikinci noktada boyun çizgisi stop seviyesi olarak kullanılmalıdır. Sistem bazı dönemlerde tuzaklar kursa da, genellikle bu stratejiler yatırımcıların karlılık elde etmesine yardımcı olur.



İkili tepe formasyonu birbirini takip eden iki zirve seviyeye ulaşmasının ardından oluşur.

Ulaşılan ilk tepe sonrasında fiyat bir miktar gerileme gösterirken daha sonra U şeklinde bir hareket izlenir ve fiyatlar daha sonra eski zirveye ulaşma eğilimindedir. Genellikle zirvelerde görülen bu tepeler ise yatırımcılar tarafından geri dönüş formasyonu olarak izlenmektedir.

İkili dip formasyonu da temel olarak benzer çıkarımlara sahiptir. Ayı piyasasında görülen ikili dip sonrasında fiyat gördüğü diplerin altına inmekte zorlanırsa, genellikle menkul kıymet üzerindeki satış baskının azaldığı yorumu yapılabilir.

İkili dipler aynı zamanda, yatırımcıların düşüş yönlü bir piyasada alım yapmaya istekli olduğunun düşünülmesine yol açar ve bu seviyeler aşağı yönlü olarak kırılmadıkça yükselişin devamı beklenir.





Bu iki formasyonda temel olarak ikili tepe ve ikili dip formasyonuna benzerlik gösterir. Ancak bu formasyonların, destek ve direnç noktalarını üç kez test etmesi sebebiyle daha güçlü olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü fiyat iki yerine üç kez test edilmiş ancak kırılmamıştır.

Bu formasyonların oluşum sürecinde ayrıca işlem hacminin gittikçe artması beklenir. Bu sebeple üçlü tepe ve dip formasyonlarında hacimin de etkisiyle trend dönüşlerinin ikili tepe ve ikili dip formasyonuna göre nispeten daha sert olduğu söylenebilir.





Yatırımcılar aşağıdaki amaçlar doğrultusunda da teknik analiz yöntemlerini kullanabilir:

Genel eğilimin belirlenmesi,

Destek ve direnç seviyeleri gibi değer alanlarının takip edilmesi,

İşlemleri için en iyi giriş ve çıkış noktalarının tespit edilerek yatırım stratejisi oluşturulması,

Risk ve pozisyon boyutlandırmalarının yönetilmesi.

Yukarıda bahsettiğimiz formasyonların kullanılabilirliğini anlamak için ise yatırımcıların dikkat etmesi gereken en önemli konu bu formasyonların sunduğu avantaj ve dezavantajlardır. Bu sebeple yatırım yaparken kullanılacak bu formasyonların avantaj ve dezavantajlarını inceleyeceğiz.

Bilginin işlenmesi daha kolay olduğundan teknik analiz yöntemleri temel analiz yöntemlerine göre finans piyasasına yeni başlayanlar için anlaması daha kolaydır. Çünkü temel analizin uygulanması yalnızca makroekonomik faktörlerin değil, jeopolitik durumların da sağlam bir şekilde anlaşılmasını gerektirmektedir.

Teknik analiz ayrıca duyguların ve davranışsal finansın bir yansımasıdır. Yani yatırımcılar, sadece bir grafiğe bakarak birçok bilgiyi elde edebilir.

Son olarak, grafikleri analiz etmek için gereken araçlar çoğunlukla ücretsiz olarak sunulmaktadır. Öte yandan temel analiz yöntemleri pahalı olabilecek belirli araçlara erişim gerektirebilir.

Çok sayıda göstergenin mevcut olması ise teknik analiz yöntemlerinin dezavantajlarının başında gelmektedir. Ayrıca çok fazla sayıda göstergenin olması çelişkili sinyaller verebileceğinden, genellikle 1-3 teknik göstergeye bağlı kalmak yatırımcılar için daha etkili olacaktır.

Teknik analizin bir diğer dezavantajı ise bakış açısına göre farklılık göstermesidir. Bu sebeple aynı grafiği iki yatırımcı farklı şekillerde yorumlayabilir. Bu da bu analiz yöntemlerinin kesin bir doğruluğunun olmadığı anlamına gelmektedir.

Teknik analiz nedir? Teknik analiz yöntemleri nelerdir?