Yatırım için hangi altın alınmalı?: Altın yatırımında dikkat edilecek unsurlar
Altın, yatırımcılar tarafından değerini koruyan bir varlık olarak bilinmesi sebebiyle piyasaların darboğaza girdiği dönemlerde de yoğun ilgi görüyor.
Bu özelliği sebebiyle altın yatırımı ise güvenli bir liman olarak artan endişe dönemlerinde de yatırımcılara daha fazla getiri sunabiliyor. Ancak her altın yatırımının getirisi aynı düzeyde olmuyor.
Bu nedenle tasarruflarını altına yatırma kararı alan pek çok yatırımcı, genellikle en karlı altın yatırımının ne olduğunu ve altın çeşitlerinin avantaj ve dezavantajlarını merak ediyor.
Altın yatırımının avantaj ve dezavantajlarını incelemeden önce bireylerin yatırım kararını verirken neden altına yöneldiğinin iyi bilinmesi gerekmektedir.
Buna göre, enflasyon ya da diğer risklere karşı birikimlerini korumak isteyen bireyler, portföylerinin bir kısmını altına yatırarak bu riskleri tasarrufları için en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bu genel eğilim ise tarihsel olarak incelendiğinde çoğu zaman yatırımcıları korumaktadır.
Ancak tüm yatırımlarda olduğu gibi, altın yatırımında da fiyatları etkileyebilecek bazı değişkenler vardır. Bu sebeple makelemizi okumaya başlamadan önce, altın fiyatlarını etkileyebilecek faktörleri öğrenmek için “Altın fiyatları nasıl belirlenir?: Altın fiyatlarını etkileyen faktörler nelerdir?” başlıklı önceki yazımızı inceleyebilirsiniz.
Altın fiyatlarını etkileyen temel faktörleri öğrendikten sonra bu makalede ise sizin için insanların neden altın yatırımına yöneldiğini ve bu yatırım kararından daha fazla kar elde edebilmek için bilinmesi gereken avantaj ve dezavantajları açıklayacağız.
Öncelikle, enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde altının daha fazla gündeme gelmesinin temel sebebi, küresel bazda doların zayıfladığı dönemlerde ons altın fiyatlarının yükseliş eğilimine girmesidir. Ancak altının enflasyona karşı koruma işlevini her zaman tam olarak yerine getiremeyeceğinin de unutulmaması gerekmektedir.
Yine de, küresel bazda stresin arttığı ve ekonomik endişelerin yayıldığı zamanlar yatırımcıların altına yöneldiği en önemli zaman dilimleri olarak görülmektedir. Buna göre, hisse senedi piyasalarında volatilitenin arttığı dönemlerde de bireyler tasarruflarını altın yatırımıyla korumak isteyebilmektedir.
Ancak bu genellemeler dışında daha net bir görünüm ve daha fazla karlılık sağlayabilmek adına altına yatırım yapmadan önce bilinmesi gereken iki temel konu bulunmaktadır. Bu konuları ise kısaca şöyle özetleyebiliriz:
Sabit getirisi olmayan altını elde tutmanın fırsat maliyeti olması sebebiyle yatırımcılar bazı dönemlerde tasarruflarında değer kaybı yaşayabilmektedir.
Örneğin, son beş yılda altın ons başına 2018'in Ağustos ayında en düşük 1.176 dolara inerken, 2020 yılının Ağustos ayında ise 2.067 dolara kadar çıkmıştır.
Kaynak: Döviz.com - Ons Altın
Yani, 2018'den 2020'ye kadar nispeten istikrarlı bir yükseliş yaşayan altın fiyatları, 2020'den bu yana yatırımcıları için anlamlı bir kazanç sağlayamamıştır. Enflasyon gibi faktörlerin hesaba katıldığı durumda ise bu dönemde altın yatırımının reel olarak değer kaybettiği görülmektedir.
Bu sebeple altın yatırımı yaparken, trendleri izlemek ve fiyat düşükken satın almaya yönelmek, altın yatırımından daha fazla kazanç elde edilebilmesi adına kritik öneme sahip olacaktır.
Altın yatırımı, birikimlerini kazançlı yollarla değerlendirmek isteyenlerin yüzyıllardır vazgeçemediği bir alışkanlıktır. Ancak altına yatırım yapmak birçok kişinin ilk başta düşündüğünden daha karmaşık olabilir.
Buna göre, finans piyasalarında işlem yapanlardan, kuyumcudan alıp yastık altında saklayanlara kadar birçok yatırımcı bu değerli madenden para kazanmayı amaçlamaktadır.
Bu sebeple altın yatırımının alternatif yollarını öğrenmek için “Altın Yatırımı Nasıl Yapılır?” başlıklı makalemizi okuyabilirsiniz.
Öte yandan, teknolojinin gelişmesiyle altın yatırımı konusunda daha etkili yöntemler de gelişmiş ve günümüzde altın yatırımı yapmanın farklı yolları ortaya çıkmıştır.
Bu yöntemlerin başında ise ülkemizde uygulamaya konulan Darphane Altın Sertifikası ve altına endekslenmiş kripto paralar gelmektedir. Tüm bu yolların çeşitliliği ise yatırımcıların ilgili yatırım yönteminin avantaj ve dezavantajlarını iyi bilmesini gerektirmektedir.
Buna göre bu çeşitlilik, yatırımcının yatırım sırasında almayı göze aldığı riskleri ve yatırım tercihlerini de dikkate almasını gerektirmektedir.
Bir yatırımcının uzun vadeli yatırım mı planladığı yoksa yatırımlarını geleneksel yöntemlerle mi sürdürmek istediği ise bu çeşitlendirmede kritik öneme sahip olacaktır.
Altının değeri, hisse senetleri veya emlak gibi diğer varlıklarla paralel hareket etme eğiliminde değildir ve genellikle bu varlıklar ile ters hareketler göstermektedir. Buna göre borsaların düşme eğiliminde olduğu bazı dönemlerde altının yükseldiği görülmektedir. Diğer varlıklarla uyumun olmaması ise yatırımcıların portföylerini koruması için önemli bir avantaj sahibi olduğu anlamına gelmektedir. Buna göre portföyde belirli bir miktarda tutulduğunda altın, faydalı bir koruma aracı olacaktır.
Yatırımcılar belirsizlik dönemlerinde altını genellikle 'güvenli liman' olarak görürler, ancak her türlü faktör altın fiyatı üzerinde etkili olabilir. Bu faktörler ise altının oldukça değişken bir yatırım aracı olabileceğine de işaret etmektedir. Bu nedenle, ilgili altın yatırımının bireyin kendi tercihine uygun olup olmadığına da karar verilmesi gerekmektedir.
Yatırımlarından gelir elde etmek isteyen bireylerin, altının kendileri için herhangi bir faiz ödemeyeceğini ayrıca hisse senetlerinde olduğu gibi temettü sağlamayacağını da bilmesi gerekir. Ancak altının bunun yerine uzun vadeli olarak sermaye getirisi sağlaması beklenmektedir. Fakat diğer yatırım türlerinde olduğu gibi, bu beklentinin bir garantisi bulunmamakta ve yatırılandan daha az sermaye alınması riski de her zaman masadaki yerini korumaktadır.
Altın sahibi olmak için fiziki olarak altın satın almak, değerli metalin getireceği risklere de maruz kalmaya yol açacaktır. Buna göre, fiziki altının pahalı olabilecek depolama ve sigorta maliyetlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sigorta ve depolama masraflarını göz ardı eden bireylerin ise hırsızlık gibi vakalar sonucunda yaşayabileceği kayıplar önemli bir riskin olduğunu göstermektedir. Bu sebeple sigortalama dışında yatırımcılar, altınları bankaların sunduğu kiralık kasa gibi hizmetler ile koruma altına alabilmektedir.
Fiziki anlamda saklamanın oldukça zor ve riskli olduğu bu araç için bankaların yatırım hesabından faydalanmak oldukça mantıklıdır. Çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi bu değerli metal, çalınma ve kaybolma riskiyle karşı karşıyadır.
Finansal piyasaların yanı sıra günümüzde pek çok yatırımcı bu hesapları kullanarak bu emtiadaki fiyat değişimlerinden kar elde etmektedir. Günümüzde çoğu banka ise müşterilerine altın hesabı hizmeti sunmaktadır.
İsteğe göre vadeli veya vadesiz şekilde açılabilecek olan bu hesaplar, oldukça avantajlı ve güvenlidir. Bu sayede altını fiziki anlamda saklamanın yarattığı risklerin hiçbirine katlanmak durumunda kalınmamaktadır.
Bankadan bankaya değişmekle birlikte altın yatırım hesabı açtırmak genel hatlarıyla ise şu şekilde gerçekleşir;
İlgili bankanın şubesine giderek gerekli başvuruda bulunulur. (Eğer bankanın daimi müşterisi iseniz mobil uygulama veya internet bankacılığı seçeneği de kullanılmaktadır.)
Şubeye giderek hesap açarken ise yatırım yapılmak istenen altın hangi biçimde ise ilgili banka personelleri tarafından değerlendirildikten sonra gerekli işlemlerin ardından hesap aktifleşir.
Özellikle vadeli altın hesabı açtırmak son derece avantaj sağlamaktadır. Çünkü bu hesaplarda seçilen vade süresince bu değerli madenden düşükte olsa faiz getirisi elde edilebilir.
Ayrıca piyasada fiyatlar arttıkça kazançlar da artacaktır. Bu sebeple istenilen kuyum ürününün değerlendirilebileceği bu hesaplarda saklama ve muhafaza etme gibi çoğu sorunla da baş edilmiş olunur.
Fiziki olarak altın alımında güvenlik sorunlarının yanında dikkat edilmesi gereken en önemli unsur ise işçilik maliyetleridir. Buna göre, altın çeşitlerinin başlangıçta işçilikli ve işçiliksiz altın olarak ikiye ayrıldığını söylemek mümkündür.
Burada, gram altın yatırımları her zaman daha karlı görülmektedir. Birçok yatırımcı gram altına alternatif olarak işçilik maliyeti çok düşük olan çeyrek ya da cumhuriyet altını türlerini tercih etmektedir. Özetle, altın satın alırken, ayarı yüksek olan ve işçilik maliyeti düşük olan ürünler tercih edilmelidir.
Nispeten işçiliğin daha yüksek olduğu bilezik gibi yatırımlara yönelmek isteyen bireyler ise daha düşük işçilik maliyetine sahip düz bilezikleri tercih edebilir. Bu durum altın bozdururken daha az zarar edilmesini sağlayacaktır.
Yatırım için fiziki altın satın almayı tercih edenler, sahte altın riskine karşı satın alma işlemlerini kurumsal olan firmalardan yapmaya dikkat etmelidir.
Bu sebeple bir vatandaşın bireysel olarak kuyumcudan altın alımında dikkat etmesi gereken ilk unsur TSE belgesini sormasıdır. Bu sebeple altın alımında bilinen ve güvenilen bir kuyumcudan alım yapmak her zaman daha doğru olacaktır.
Fiziki altınlar ayrıca türlerine göre 8, 18, 14, 22 ayar çeşitlerine sahiptir. En karlı altın yatırımları ise içerisinde bulunan saf altın oranı yüksek olan yani 22 ayar altınlardır. Altın ayarı yüksek olduğunda, altın fiyatlarında meydana gelen artış sayesinde elde edilecek olan artışta daha fazla olacaktır.
Bu sebeple altın satın alınırken, gram olarak ağırlığının, fiyatının ve gram işçiliğinin bilinmesi de satış yapılırken vatandaşların faydasına olacaktır.
Bu bilgiler ayrıca ileride ilgili ürünün satılmak istendiğinde hangi oranda fiyatının düşeceğinin de bilinmesini sağlayacaktır.
Buna göre, tasarruf amaçlı altın alınmak isteniyorsa, gram altın ve Cumhuriyet Altını gibi ya da işçiliği az olan 22 ayar bilezik şeklindeki altınlar tercih edilmelidir. Takı şeklindeki altınlarda takının modeline göre işçiliği değişiktir. Genelde en basit altın takının işçiliği, 24 ayar altının gram fiyatının ¼' ü kadar, en özel takının işçiliği ise 24 ayar altının gram fiyatına eşit olur.
Cumhuriyet Altını alırken de; altının baskısının net olmasına, eğer kulpsuz ise, renginin kızıla yakın olmasına dikkat edilmelidir. Kulplu olan veya kulplu iken kulpu daha sonra çıkarılan altınlar, kulpsuz altına göre daha sarıya bakan renkte olmaktadır.
Osmanlı Altınlarını (son altı padişahın altınlarının alım satımı serbesttir: Sultan Aziz, Sultan mecid, Sultan Murad, Sultan Hamid, Sultan Reşat, Sultan Vahid) alırken ise daha dikkatli olunması gerekmektedir. Bu altınlar en az 80-100 yıl öncesinde tedavüle çıktıklarından, günümüzde çoğu kulplu halde bulunmaktadır. Bu nedenle bu altınlardan kulpsuz olanları daha değerli olacaktır.
Ancak Sultan Reşat Altınları, halkımız tarafından geçmiş yıllarda daha çok tutulduğundan taklitleri de çok fazla yapılmıştır. Bu nedenle Osmanlı Altınlarından Sultan Reşat altını alırken daha fazla titiz olunması gerekmektedir.